Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Dil Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Senem Yıldız kendi geliştirdiği dijital eğitim uygulaması “Poppy’s Adventures”ı anlattı:

Poppy’s Adventures’ı bize biraz anlatır mısınız ?

Büyük kızım 3-4 yaşlarındayken, onun oynadığı uygulamaları görüp oradan gerçekten kelime öğrenebildiğini farkettim.  O zaman dedim bununla ilgili bir araştırma yapmak lazım.  Kelime öğreniyor gözüküyorlar  ama bununla ilgili bilimsel bir araştırma var mı? Yok mu? Buna bir bakmak gerekiyor. Bu anlamda üniversitemizin Bilimsel Araştırma Projeleri’ ne başvurdum.  Niyetim çocuklara, özellikle de okuma yazma bilmeyen okul öncesi çocuklarına yönelik bir uygulama geliştirmekti. O zamana kadar benim gözlemlediğim uygulamaların hepsi öyle küçük küçük kelime bilgisi uygulamalarıydı, yani kelimeleri belli temalar içerisinde çocuklara farklı dillerde sunuyor. Çocuklar kelimeleri duyuyorlar ayrıca animasyonlarla bu kelimelerin öğrenilmesi destekleniyor. Fakat tamamen bir bütünlük içerisinde bir uygulamanın olmadığını gördüm. Benim amacım bütünlük içerisinde bir uygulama ortaya koymaktı. Aslında yola çıkarken çok modüllü bir uygulama geliştirmek istiyorduk; fakat bütçenin kısıtlı olması, sebebiyle iki modülde kaldık. Bunların üzerine bir araştırma yaptıktan sonra aslında daha geliştirmeyi de düşünüyoruz. O dönemde çalışmaya başladığımda, çok beğendiğim bir çizer vardı “olmadık işler peşinde” rumuzuyla çeşitli uygulamalara çizim yapan bir arkadaşım. Kendisiyle zaten tanışıyordum. Ona rica ettim ve uygulamayı da işine çok güvendiğim “Özgür Anne Blogu’nun” sahibi ile yaptık. Üçümüz de anneyiz, üçümüz de kadın girişimci ruhuyla bu işe başladık. Birlikte gerçekten çok  keyif alarak çalıştık. Uygulamanın amacı yabancı dil eğitiminde çocukların dil öğrenmesine yönelik teorileri test etmek. Çocuk önce Poppy adlı karakterin ailesi ile ilgili bilgileri dinliyor. Aile karakterlerinin üzerine bastığında onların seslerini dinliyor. Daha sonra genelden özele doğru o uygulama içerisinde geçen, tek tek kelimeleri flash kartlar olarak çocuğa verdik.Hedefimiz kelime öğretmek aslında ama bir yandan da doğru telaffuzla, anadili İngilizce olan kişiler tarafından konuşulmuş haliyle duymasını sağlamak, tanışıklığını arttırmak. Orada geçen kelimeleri daha sonra pratik etme imkanına sahip olsun istedik.  Bu amaçla 3 tane konu üzerinden gittik. Poppy evde, Poppy okulda ve Poppy oyun parkında. O küçük hikayeden sonra da tek tek çocukların flash kartlarda o kelimeleri duymasını, sonra seslerini kaydetmesini ve dinlemesine olanak sağladık.  Çocukların en sevdiği kısım orası oldu, kendi seslerini kaydedip duymak gerçekten çok hoşlarına gitti. Bir sonraki aşama çocuklara “gölgeli yapboz” dediğimiz aşama. Duyduğu komutla, doğru nesneyi seçip ekran üzerinde gölgeli yapboz üzerinde doğru noktaya getirmesi hedefleniyordu. Ve en sonunda da küçük bir hafıza kartları oyunu vardı. Daha sonra da bunu sadece ipad üzerinden uygulamaya koyduk çünkü büyük ekran olsun istiyorduk. Çok güzel geri dönütler aldık annelerden, babalardan ve eğitimcilerden. Bu sırada ikinci modül üzerine çalıştık. Yakın zamanda ikinci modülü çıkardık. Onda da daha çok hava durumu ve kıyafetler üzerine yoğunlaştık. Dediğim gibi ana hedef burada kelime öğretmek. Ama anlamlı bir bütün içinde kelimeleri öğretmek. Yani bağımsız, bağlam dışı değil de bir bütün içerisinde çocukların görmesini duymasını sağlamak. Ve biz bunu animasyonla, görsel ve sesli efektlerle çocuğun öğrenmesini destekledik.

Hedef kitleniz kimdi ?

4-6 yaş diyelim. İlk uygulamada hemen hemen hiç yazı yoktu. Şimdi ikinci uygulamada altyazı koyduk. Çocuğun ses ile görseli eşleştirip eşleştiremediğine bakmak istiyoruz. Ama kontrol seçenekleri de koyduk. Mesela alt yazı kaldırılabiliyor ya da konulabiliyor. Biraz daha çocuğa imkan vermek istedik, kontrol etmek için. Ama hedef 4-6 yaştı.

Türkiye eğitimde dijital medya kullanımında nerede sizce ?

Okuduğum kadarıyla oldukça ileri bir seviyede dijital medya kullanımı var Türkiye’de. Fakat bunun ne derece bilinçli bir kullanım olduğu önemli. Gerek çocukların eğitim amaçlı dijital medyayı kullanması, gerek yetişkinlerin eğitim amaçlı dijital medyayı etkin bir şekilde kullanması bilinçli yapılıyor mu? Bundan çok emin değilim. Öğretmen eğitimine çok önem verilmeli. Öğretmen adaylarının bunları deneyerek, uygulayarak, kullanarak öğrenmesi gerekiyor. Daha sonra bunların eğitime aktarılması önemli. Ama şu anda dijital medya dediğimizde, teknoloji dediğimizde, bilgisayar dediğimizde “Yeter ki olsun, yeter ki kullanılsın” anlayışı var, ama ne kadar etkin kullanılıyor, ne kadar  pedagojik olarak doğru kullanılıyor bunlara bakmadan yapılıyor. Okullarda gözlemleyebiliyoruz mesela. Veliler talep ediyor okulda kullanılsın diye ama öğretmenin bu konuda yeterli bilgisi var mı? Deneyimi var mı? Alt yapısı var mı? Buna dikkat edilmiyor. Bunlar çok önemli konular.