Dijital Dünyada Ebeveyn Olmak

YAZANAyca Ebcin

 

Popüler basında tablet ve akıllı telefon gibi yeni sayılabilecek dijital teknolojilerin aile hayatını nasıl değiştirdiğine dair birçok şey yazılıp çiziliyor. Yazılıp çizilenler çok fazla olsa da eğilimler hakkında sağlıklı veriler bulmak oldukça zor. (Wartella et al. 2014).  Fakat yaşadığımız çağda ebeveynlerin dijitale karşı ilgilerini anlamak ve konuyla ilgili çalışmaları incelemek önemli çünkü ebeveynlerin dijital teknolojilere karşı eğilimleri çocukların dijitale karşı tutumlarını büyük ölçüde belirliyor.

Marc Prensky’ e göre günümüz çocukları yani dijital yerli ile bir önceki nesil olan dijital göçmenler arasında düşünce ve bilgiyi işleyiş farklılıkları mevcut. (Prensky, 2001).  Günümüz çocukları dijitalin içinde doğdular ve ebeveynlerine kıyasla dijital teknolojileri daha iyi kullanıyorlar. Ebeveynlerin dijital kültürü sonradan öğrenmesi bazı çocuklar için sorun teşkil edebiliyor. (Ulusoy & Bostancı , 2014). Olası problemleri anlayabilmek ve çözüm üretebilmek için, ailelerin medya ve teknoloji ortamını incelemek, geleneksel teknolojilerin ve yeni teknolojilerin ebeveynler üzerindeki rolünü kavramak aynı zamanda ebeveynlerin farklı seviyelerdeki teknoloji kullanımlarının üzerinde durmak gerekiyor.

Dijital dünyada ailelerin bir kısmı çocuklarının medyayı ve dijital teknolojileri kullanmaları sebebiyle endişe duyuyor. Ebeveynlerin bu konudaki endişeleri çocukların yaşı ilerledikçe artış gösteriyor. Aynı zamanda çocuklarının medyaya bağımlı olmasına ya da çocukların onaylanmayan içeriğe maruz kalmasına dair endişeler de taşıyorlar. (Wartella et al. 2014). Buradan yola çıkarak dijital medya okuryazarlığının önemine vurgu yapmak doğru olacaktır. Ebeveynlerin ve çocukların internet becerilerini geliştirebilmesi ve istenmedik durumlarda neler yapılması gerektiğini bilmesi son derece önemli. (Çelen , Çelik , & Seferoğlu , 2011). Çevrimiçi risklere karşı çeşitli önemler alınması oluşabilecek problemleri azaltabilir fakat bu önlemleri alırken çocukların erişim ve katılım hakkının kısıtlanmaması önemli. Öte yandan internet erişimi gün geçtikçe kolaylaşsa da bazı çocuklar internete ulaşmakta zorluk çekiyor. Yeni mobil aletlere erişim oranında yüksek ve düşük gelirli aileler arasında büyük bir fark mevcut ve yüksek gelirli ailelerde tablet, bilgisayar, akıllı telefon gibi cihazlara sahip olma oranı düşük gelirli ailelere göre daha yüksek. (Wartella et al. 2014).

İnternete erişebilen çocuklar için evde bulundukları ortam da etkili. Ebeveynlerin medya ortamlarının en merkezi noktası hala televizyon. Gelişen dijital teknolojilerle birlikte televizyon kullanma oranı artıyor. Bununla birlikte ebeveynlerin bir kısmı televizyonu internete bağlı olarak izlemeyi tercih ediyor. Böylece televizyon izleme oranı da artıyor. (Wartella et al. 2014). Televizyonun çocuklar üzerindeki olumlu ve olumsuz yönlerinden bahsetmek mümkün. İzlenen hızlıca akan görüntüler çocuğun hızlı geçişler yapmasına ve dikkat sürekliliğinin kaybolmasına neden olabiliyor. Ayrıca dikkat dağınıklığı nedeniyle pasif izleyici konumuna geçebiliyorlar. (Büyükbaykal, 2007). Öte yandan televizyonun doğru ve bilinçli bir şekilde kullanılması çocuk için faydalı da olabiliyor. Çocuklar televizyon izleyerek bilgi üretimine katılabilirler ve öğrenimi kolaylaştıran yayınlar izleyebilirler. (Mutlu, 2005). Ayrıca çocukların medyaya katılım hakkını göz önünde bulundurursak yeni programlar üretilmesine de olanak bulabilirler. Burada ebeveynlere düşen rol yasaklamak değil, bilinçlendirmek.

Ebeveynlerin çok azı çocuklarıyla beraber yaptıkları aktivitelerde dijital medyayı kullanmaktan zevk aldıklarını ifade ediyor. Genellikle çocuklarıyla birlikte yemek pişirmekten, dışarıda oyun oynamaktan, yürüyüş yapmaktan ve bu gibi eylemleri gerçekleştirmekten keyif aldıklarını belirtiyorlar. Ancak, yine de çocuklarıyla beraber sık sık medya teknolojilerini kullanıyorlar. (Wartella et al. 2014).

Öte yandan, günümüz ebeveynlerinin bir kısmı medya teknolojilerini ebeveynlik aracı olarak da kullanıyor. Zaman zaman evdeki işlerini halledebilmek için çocuklarını meşgul edecek bazı şeylere ihtiyaç duyuyorlar. Birçok kişi bu durumda teknolojiye başvuruyor fakat yine de ebeveynlerin büyük çoğunluğu benzer durumlarda oyuncak, kitap ya da çeşitli aktivitelerden yararlanıyor. Eğer medya kullanacaklar ise ilk tercihleri televizyon oluyor. Aynı zamanda ebeveynler üzgün çocuklarını sakinleştirmek için de benzer yöntemleri kullanıyor.  İlaveten çocuğun yaşı ilerledikçe oyuncak ve aktivite kullanımı düşerken elde taşınabilir oyun cihazlarının kullanımı artıyor. (Wartella at al. 2014).

Ailelerin medya ve teknoloji hakkındaki tutumları da çocuklar için oldukça önemli. Ebeveynlerin çoğu yeni mobil cihazların ebeveynliği kolaylaştırdığına inanıyor. Diğer yandan ebeveynler çocukları bu ihazlar ile çok fazla zaman geçirirse gerekli sosyal becerileri geliştiremeyeceğinden korkuyorlar. Çoğu aile video oyunlarını zararlı buluyor. (Wartella et al. 2014). Ancak bazı video oyunları çocuklar için öğretici olabiliyor, bazıları da problem çözme ve anlama becerilerini güçlendirebiliyor. (Gee, 2005). Bu oyunların seçimlerinde yine ebeveynlerin rolü kritik önemde.

Ebeveynler medya ortamlarını kendileri oluştururlar. Bu durumda üç farklı aile türünden söz etmek mümkün. Medya merkezli aileler, medyaya karşı ılımlı aileler ve hafif medya kullanımlı aileler. Medya merkezli ailelerde ebeveynler günlerinin yaklaşık 11 saatini medya kullanarak geçiriyor ve bu ebeveynler medyayı ebeveynlik aracı olarak kullanıyor. Medyaya karşı ılımlı aileler ise günlerinin yaklaşık 4 buçuk saatini medya ile geçiriyor. Bu gruptaki ebeveynler televizyonu ve video oyunlarını sevseler bile aile aktivitesi olarak bunları tercih etmiyorlar. Hafif medya kullanımlı aileler ise günlerinin 2 saatten azını medya ile geçiriyor. (Wartella et al. 2014).

Sonuç olarak, yeni medyaya erişim genel olarak hızla yayılsa bile çok az ebeveyn interneti tavsiye almak için kullanıyor. Öte yandan ebeveynin medya kullanımı çocuğun medya ile ne kadar süre geçireceğini belirliyor. Eğer kendileri çok vakit geçirmezse çocukları da medyayı az kullanıyor. İlaveten, aileler çocukları için medyayı özellikle eğitici bir unsur olarak görmese bile tümüyle zararlıdır düşüncesine de katılmıyor. Ayrıca, yaşadığımız dijital dünyada ebeveynler medyanın olumlu katkılarını görmeye eğilimliler. (Wartella et al. 2014). Bana göre onlara düşen en büyük rol ise çocuğun sesinin görünür kılınmasını sağlamak, onların dijitale erişme ve bilgi edinme hakkına saygı göstermek.

Ayça Ebcin, Bilgi Üniv. Medya ve İletişim Sistemleri Yüksek Lisans

 

Leave A Comment