Sosyal Medya ve Çocuklar

education, elementary school, learning, technology and people concept - close up of school kids with tablet pc computers having fun and playing on break in classroom

Yazan: Batuhan Dorukoğlu, IIW

Dijital dünya günümüzde çocukların yaşamlarının bir parçası haline gelmiş durumda. Peki çocuklar dijital dünyada neler yapıyorlar? Hangi yaşlarda, hangi sosyal medya platformlarında var oluyorlar? Gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen veya onlara olumlu katkı sunan unsurlar neler?

Yapılan bilimsel araştırmalara göre küçük yaşlarda dijitalle tanışan çocukların bir çoğu bu durumdan olumlu veya olumsuz yönlerde etkilenebiliyor. California Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, sosyal medya kullanımının çocuklar ve gençler üzerindeki olası negatif etkilerine odaklanıyor. Buna göre, arkadaşlarının veya akrabalarının içki içerken ya da sigara içerken fotoğraflarını Facebook üzerinden gören çocuklar, bu tür alışkanlıklar geliştirmeye daha meyilli oluyor. Keck School of Medicine Direktörü Thomas Valente, yaptıkları araştırmayla ilgili olarak “Çalışmamız, çocukların ve gençlerin arkadaşlarının bu tür kötü alışkanlıklar içeren online fotoğraflarından çok daha kolay etkilendiklerini ortaya koyuyor” diyor. Valente, bu araştırmanın sosyal medya üzerinden alkol ve sigara kullanımına yönelik olarak yapılan ilk araştırma olduğu da belirtirken, geniş bir sosyal medya analizi ile yola çıktıklarını ifade ediyor.

Öte yandan UCLA’nın Beyin Haritalama Merkezi’ndeki araştırmacılar, sosyal medyada beğeniyle takdir edilmenin beyin taramalarında beynin ödül merkezlerini harekete geçirdiğinin görüldüğünü belirtiyor. Bu durum, ödüllendirilme beklentisi konusunda çok hassas olan, özellikle büyüme çağındaki çocukların neden sosyal medyaya girdiğini kısmen açıklayabiliyor. Uzmanlara göre kaç kişinin yayınlarını izlediklerinden, ne kadar hoşlanıldıklarından, kaç kişinin onları takip ettiğinden haberdar olmak zaman zaman çocuklarda pasifleşme ve sessizleşip içine kapanmaya neden olabiliyor. Bazı durumlarda beğeni yorumları, çocukların kendilerini düşündüklerinden daha önemli hissetmelerine yol açabiliyor.

Sosyal medyanın çocukların gelişimine olası kötü etkileri şöyle sıralanabilir;

  • Sosyal medya ve dijital ortamda olması gerektiğinden fazla ve çok yoğun zaman geçirmek çocukların sosyal çevrelerindeki etkileşime zarar verebilir. Gerçek sosyal etkileşim, başkalarının duygularını anlamada beceriler geliştirmek için gereklidir.
  • Çocuklar, kendilerini tanımadıkları insanlara kabul ettirme zorunluluğu hissederek yetersiz ve önemsiz hissedebilirler.
  • Avustralya Psikoloji Derneği tarafından yapılan bir araştırmaya göre, FOMO ya da önemli bir şeyleri kaçırma korkusu (arkadaşlarının esprileri, partileri, etkinlikleri ve eğlenmenin diğer yolları gibi) genç sosyal medya kullanıcılarında depresyona ve endişeye yol açabilir. FOMO, gençlerin sosyal medyayı yoğun şekilde kullanmasının temel nedenlerinden biridir.

Öte yandan bazı araştırmalar sosyal medyanın çocukların gelişimine olumlu etkileri de olduğunu söylüyor. Bu konuda başlıca görüşler ise şöyle sıralanabilir;

  • Sosyal ağlar aslında çocukları daha çok ilişki odaklı ve düşünceli olmaya teşvik edebilir. Çocuklar, arkadaşlarının doğum günlerini hatırlarlar; birbirleriyle resimler, videolar paylaşabilir ve arkadaşlarının durumları hakkında yorum yapabilirler.
  • Fiziksel olarak buluşmadıklarında bile çevrimiçi olarak iletişim kurabilir ve daha uzun süreli dostluklar yaşayabilirler.
  • The British Medical Journal’dan Susan Greenfield’ın verdiği bilgiye göre sosyal paylaşımların “mevcut dostlukları pekiştirdiği ve ilişkilerin kalitesini arttırdığı” tespit edilmiştir.

Sosyal Platformlarda Çocuklar

The Telegraph teknoloji haberleri yazarı RhiannonWilliams’ın paylaştığı araştırma sonuçlarına göre, İngiltere’de çocukların yaklaşık %59’u 10 yaşına kadar bir sosyal ağ kullandığını ve %43’ü 12 yaşına kadar çevrimiçi olarak yabancılarla mesajlaştığını söylüyor.

Facebook’a kayıtlı olabilmek için yaş sınırı 13, bu sosyal ağı kullanan 8-16 yaş aralığındaki çocukların %52’si resmi yaş sınırını göz ardı ettiklerini itiraf ediyor. Mobil mesajlaşma uygulaması WhatsApp, üyelerinin en az 16 yaşında olmasını gerektiriyor, ancak araştırmaya katılan 16 yaş altındaki çocukların %40’ı bu uygulamayı kullanıyor. Asgari yaş politikası sınırı 13 olan fotoğraf mesajlaşma servisi SnapChat ise çocuklar arasında %11 oranında kullanılıyor.


Knowthenet.org.uk tarafından hazırlanan The Social Age araştırmasına göre, araştırmaya katılan 1.004 çocuğun yaklaşık yüzde 43’ü, ortalama 12 yaşından itibaren çevrimiçi olarak yabancılarla  mesajlaştıklarını söylüyor. Bu araştırmaya göre dokuz yaşındayken çocuklar önce YouTube’a erişiyor ve izleyici konumunda bir mobil veya dizüstü araç kullanıyor. Aktif internet faaliyetlerinin en büyük kısmı 11 yaşından itibaren gerçekleşiyor. Bu yaşlarda bir resim veya video yayınlama, sahte bir sosyal medya profili oluşturma gibi faaliyetler gözleniyor. 12 yaşından itibaren ise çocuklar önce Twitter’ı ve Whatsapp’ı deniyor ve gerçek hayatta tanışmadıkları birine çevrimiçi mesaj gönderebiliyor.  Çocuklar 13 yaşından itibaren SnapChat ve Ask FM gibi hizmetleri deniyor ve ilk defa cinsel içeriklere erişmeye başlıyorlar.

Çocuk psikolojisi uzmanı Dr. Richard Woolfson “Çocuklar küçük yaşta sosyal medya sitelerine erişiyor, burada çocuklar duygusal gelişimlerine uymayan durumlara veya yetişkinlere yönelik içeriklere maruz kalabiliyorlar” diyor. Woolfson ayrıca ailelere bir takım tavsiyelerde bulunuyor: “Ebeveynler çocuklarıyla açık bir diyalog sürdürmeliler. Çocuklar, iyi de olsa kötü de olsa yaşadıkları çevrimiçi deneyimleri saklamadan, çekinmeden aileleriyle paylaşmaya teşvik edilmeliler. Aileler sosyal medya delillerini gizlice gözetleyip takip etmek veya onları kontrol etmeye çalışmak yerine çocuklarıyla işbirliği içinde olmalılar.”

 

 

 

Leave A Comment