Bilgi M&İS’ten Siber Zorbalık Üzerine Yüksek Lisans Tez Çalışması

Begüm Suyolcubaşı

“Ortaokul çağında görülen siber zorbalıkta aile ve öğretmenlerin farkındalığı”

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri YL Progamında yüksek lisans öğrenimini tamamlayan Begüm Suyolcubaşı, bitirme tezini “ortaokul çağında görülen siber zorbalıkta aile ve öğretmenlerin farkındalığı” üzerine yazdı. Alana ilgisinin, M&IS Program Direktörü Dr. Esra Ercan Bilgiç’in verdiği yüksek lisans dersi olan MED 515 – Digital Media and Children kapsamında grup araştırma projesi yaparken başladığını belirten Suyolcubaşı, tezini yine Bilgiç’in danışmanlığında tamamladı.

Suyolcubaşı neden bu yaş grubunu seçtiğini ve görüşmelerinin sonucunda elde ettiği bulguları Dijital Medya ve Çocuk ekibiyle paylaştı. Ortaokul yaş grubu, literatüre geçen siber zorbalıkların en fazla görüldüğü dönem. Bunun sebebi, ergenliğe giriş, eski arkadaşlardan ayrılma ve farklı bir dönemece girmek olarak görülüyor. Sınıf öğretmeni kavramının olmadığı ve adaptasyonun zor olduğu bir dönem olduğu için çocuklar ortaokul döneminde hırçınlaşabiliyor. Yeni sınıf ortamında çocuklar akranlarını kendileri gibi görüyorlar. Daha önce sosyal medya hesapları varsa ve ailelerinin denetiminde kullanmışlarsa, ortaokul döneminde çevrimiçi hayata da bireysel katılım göstermeye başlıyorlar.

SİBER ZORBALIK DENİNCE AKLA GELEN TEK ŞEY CİNSEL İSTİSMAR

 Begüm Suyolcubaşı araştırması boyunca hem vakıf okullarından hem de devlet okullarından sekiz ebeveyn ve sekiz öğretmen olmak üzere on altı kişiyle görüştü. Bulgularına göre, öğretmenlerin ve ebeveynlerin çoğu siber zorbalığısadece cinsel istismar olarak düşünüyor. Arkadaşların kendi aralarındaki problemleri ve dışlanmayı siber zorbalık olarak görmemekle birlikte, arkadaşlar arasında ufak tefek sorunların çözülebileceğini düşünüyorlar. Öğretmen-ebeveyn görüşmelerinde de genelde sadece çocukların akademik durumlarından bahsedildiğini söylüyorlar. Suyolcubşı, görüşmelerinde karşısına çıkan vakalarda her iki tür siber zorbalığa da rastlamış.

Ebeveynlerin evdeki tutumu

 Yapılan görüşmeler sırasında Begüm Suyolcubaşı’nın ebeveynlere yönelttiği sorulardan biri de çocukların evdeki davranışlarını ne kadar kontrol ettikleri. Aldığı yanıtlara göre, pek çok ebeveynin telefonunda çocuklarının sosyal medya hesabı açık. Kimisi de, her zaman hesapların açık olmasını çocuğun özgürlüğüne müdahale olarak gördüğünden arada bir kontrol ediyor. Ebeveynlerin konuyla ilgili basılı kaynakları okuduğu ve bilgilenmeye çalıştıkları ortaya çıkıyor.

Begüm Suyolcubaşı’nın görüştüğü bir ebeveyn de çocuğunun sosyal medya hesapları olmadığını ancak sıkı bir YouTube izleyicisi olduğunu söylüyor. Bu platformda izlediği bir kanalın çocuğunun konuşma tarzını olumsuz etkilediğini düşünen ebeveyn duruma müdahale ediyor.

Okullar siber zorbalığa karşı ne yapabiliyor?

Öğretmenlerle görüşmelerin sonucunda bazı okulların çocukları koruma yöntemleri geliştirdiği ortaya çıkıyor. Bir okul, sabahları öğrencilerin telefonlarını toplayıp okul çıkışı iade ediyor. Akademisyenler, avukatlar, psikolog ve psikiyatrlar öğrencilere seminerler veriyor. Siber zorbalığı ciddiye alan okullarda Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik birimi de devreye girerek hem siber zorbayı, hem de mağduru ve ikisinin de ailesini bir araya getirerek çözüm bulmaya çalışıyorlar.

Tez danışmanı ve M&IS Yüksek Lisans Program Direktörü Dr. Esra Ercan Bilgiç, bu alanda akademik çalışmalara çok ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Aksiyon almak ve doğru yönlendirmeler yapabilmek için, Begüm Suyolcubaşı’nın odaklandığı siber zorbalık gibi, dijital medya ve çocuk çalışmaları alanına giren pek çok kavramı derinlemesine ve çok boyutlu olarak araştırmaya devam edeceklerinin altını çiziyor.

Leave A Comment