YAZANSelin Gündoğar

Çevrimiçi dijital medya kullanımı, çocuklar için bazı riskleri beraberinde getiriyor. Bunların başında temas riskleri geliyor. Temas riskleri, çevrimiçi ortamlarda çocukların tanımadıkları kişilerle iletişime geçmeleri sonucunda ortaya çıkıyor. “Siber uşaklaştırma” kavramı da, dijital ortamda çocuk istismarına yol açan tehlikelerden biri olarak gündeme geliyor.

İngilizcede “cyber grooming” olarak adlandırılan siber uşaklaştırma, bir çocukla internet üzerinden iletişime geçerek cinsel faaliyetlerde bulunmasını sağlamak için çocuğu bir süre manipüle etmek olarak tanımlanıyor. Bu durum en çok Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal ağlarda, hatta oyun portallarında ve özellikle canlı yayınlarda görülüyor. Bu suistimal sıklıkla 11-17 yaşları arasındaki çocukların, daha çok da kız çocuklarının başına geliyor. Siber uşaklaştırmaya maruz kalan çocukların genellikle, özgüven eksikliği olan, duygusal sorunlar yaşayan ve insanlara karşı aşırı güven duyan kişilik özelliklerine sahip oldukları görülüyor.   

Siber uşaklaştırma nasıl başlıyor?

Saldırgan, öncelikle kendisine sahte bir kimlik oluşturuyor. Adı, yaşı veya yüzüyle ilgili yanlış paylaşımlarda bulunmaya başlıyor. Bu sahte kimlik üzerinden, seçmiş olduğu çocuklarla sosyal ağlardan iletişime geçmeye başlıyor. Saldırgan, karşısındakinin yansımasıymış gibi davranıp profilinde yer alan hobilerini, hatta cinsiyet bilgisini bile seçtiği çocuğa göre ayarlıyor.

www.nspcc.org.uk

Manipülasyonun ikinci aşamasında, saldırgan çocukla çevrimiçi temas kuruyor ve sanal olan bu ilişkiyi devam ettirmeye çalışıyor. Bu manipülasyon 3 aydan birkaç yıla kadar devam edebiliyor.

Saldırgan çocuğun güvenini kazanarak, ona kendisini özel hissettirmeye başlıyor. Eğer çocuk kendisini yalnız hissettiğini ve bazı sıkıntıları olduğunu söylerse, saldırgan benzer sorunlarının olduğunu, ona tamamen güvenebileceğini söylüyor ve onun özel bir arkadaşı haline geliyor. Saldırgan, çocukla olan ilişkisini güçlendirmek için, para, cep telefonu ve marka giysiler gibi, “hediye” olarak adlandırılan rüşvetleri kullanmaya başlayabiliyor.

Saldırgan bazen çocukla gerçek hayatta buluşmayı talep edebiliyor. Çocuk, ilk buluşmalarda gerçek yüzünü saklayan saldırganın zararsız olduğuna inanmaya başlıyor.

Saldırgan zamanla duygusal şantaj ve korkutmayı kullanarak, çocuğun, ailesine veya etrafındaki insanlara bu ilişkiden bahsetmesini engellemeye çalışıyor. Çocuk bu ilişkiye son vermek isterse eğer, saldırgan yaşadıkları gizli iletişimi başkalarına anlatma konusunda çocuğu tehdit edebiliyor, resimlerini paylaşma konusunda korkutabiliyor. Birçok çocuk bu tehditlere maalesef karşı koyamıyor.

Çocuğunuzu ebeveyn olarak “siber uşaklaştırma”dan nasıl koruyabilirsiniz?

  • Çocuğunuzun internette yaptıkları hakkında onunla iletişim kurun.
  • Çocuğunuzu çevrimiçi araçlarla odasında tek başına bırakmayın. Çocuğunuzdan, bu araçları kontrol edebileceğiniz açık bir yerde, ailenin ortak mekânlarında kullanmasını isteyin.
  • Çocuğunuza internetin tehlikeleri hakkında bilgi verin. Sizinle her zaman sorunlarını açıkça paylaşabilmesi için gereken güveni sağlayın.
  • Çocuğunuza bilgisayarı veya interneti yasaklarsanız, bir cep telefonu ya da okuldan bir arkadaşı sayesinde bu iletişimi devam ettirebileceğini unutmayın.
  • Sanal ortamda çocuğunuzun hedef alındığını düşünüyorsanız hemen harekete geçin, mutlaka suç duyurusunda bulunun.

Çocuklar kendilerini nasıl koruyabilirler?

  • Sanal ortamdaki vaatlere inanma!
  • Çevrimiçi olarak tanıştığın insanların yalan söyleyebileceklerini unutma!
  • İletişim kurduğun kişinin, bilgilerini neden gizlemek istediğini sorgula!
  • Çevrimiçi ortamlarda mahrem görüntüler içeren materyalleri kabul etme ve paylaşma!
  • Kiminle konuştuğuna, ne konuştuğuna ve kiminle buluştuğuna dikkat et!

Kapak görsel kaynak: https://www.ppmattorneys.co.za/online-grooming/

Leave A Comment