”Global Kids Online” Raporu Yayınlandı

YAZANSelinay Yüksel

İnternet dünyadaki çocukların yaşamlarının doğal bir parçası haline geliyor, ancak çocukların interneti nasıl kullandıkları ve bunun sonuçlarıyla ilgili kaliteli ve ulusal temsili veriler hala yok. (Unicef 2019) Bu nedenle Unicef ve Global Kids Online ağı, geçtiğimiz 4 yıl boyunca İnternet kullanan çocukların karşılaştıkları riskler ve fırsatlar hakkında küresel bir çapta bir araştırma yapmak için birlikte çalıştı. 11 ülkede 14.000’den fazla internet kullanan çocukla yapılan anketin sonuçlarına dayanan çalışma, “Ağ bağlantılı bir dünyada büyümek (Growing up in a connected world)” başlığıyla bir rapor haline getirildi.

Dijital Medya ve Çocuk olarak bu yazıda, raporda öne çıkan bulguları sizler için derledik.

Gizlilik bir önceliktir

Gizlilik, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre başlı başına bir hak ve özerklik bağlamında önemli bir kavram. Bu çerçeveden bakıldığında, çocukların gizliliklerini korumak için dijital kimliklerini yönetmeleri ve kişisel verilerini mümkün olduğunca koruyabilmeleri gerekiyor.

Yapılan araştırma pek çok çocuğun, kişilerarası ilişkileri çevrimiçi yönetmede güçlü gizlilik becerilerine sahip olduğunu gösteriyor. Örneğin çocuklar, çevrimiçi paylaşmaları gereken ve çevrimiçi paylaşmamaları gereken bilgilerin farkında olduklarını veya sosyal medya gizlilik ayarlarını nasıl değiştireceklerin bildiklerini söylüyorlar. Bu anlamda çalışma, çocukların interneti kullanırken belirli riskleri göz önünde bulundurmaları gerektiğinin farkında olduğunu ve kendi aralarında internet güvenliğini arttırmaya yönelik stratejiler yaratmaya çalıştıklarını ortaya koyuyor.

Çocuklar, çevrimiçi ortamda tanıştıkları kişiler ile nadir de olsa yüz yüze iletişime geçebiliyor. Tüm ülkelerdeki çocukların %25’inden daha azının, ilk olarak çevrimiçi ortamda tanıdıkları bir kişiyle yüz yüze görüştüğü görülüyor. Bu tür karşılaşmalar yaşça büyük çocuklar arasında daha olası. Çocukların çevrimiçi ortamlarda istismara, uygunsuz ve istenmeyen temaslara maruz bırakılması olası iken yüz yüze görüşmelerde risk daha da artabiliyor.

Dijital riskler

Çocuklar çevrimiçi olduklarında, onlara zarar verebilecek yeni risklere maruz kalıyorlar. Kendi kendine zarar verme veya intihar etme konusunda bilgi bulmalarının yanında nefret söylemleriyla, şiddet içeren veya cinsel içerikli bir materyallerle de karşılaşabiliyorlar. Bu konuda ankete katılan çocukların yaklaşık yüzde 20’si, geçen bir yıl içinde, web sitelerinde veya çevrimiçi tartışma platformlarında insanların fiziksel olarak kendilerine zarar verdiklerine tanıklık ettiğini; yaklaşık yüzde 15’i intiharla ilgili içeriklere maruz kaldığını söylüyor. Bununla birlikte daha fazla sayıda çocuk nefret söylemine  maruz kaldığını belirtiyor.

Fakat risklerin her zaman zarar vermeyeceği göz önünde tutulmalı. Çevrimiçi risklere maruz kalan çocuklar, yeterli deneyime ve başa çıkabilecek bilgi ve esnekliğe sahiplerse zarar görmeyebilirler.

Eğlenceli bir dünya

Genelde çocuklar olumlu ve eğlenceli nedenlerle çevrimiçi oluyorlar. Ankete katılan 11 ülke arasında, en popüler etkinlik – hem kızlar hem de erkekler için – video izlemek oluyor. İnterneti kullanan çocukların dörtte üçünden fazlası, videoları yalnız başına veya ailelerinin diğer üyeleriyle en az haftada bir, çevrimiçi izlediklerini söylüyor.

Çocuklar ayrıca çevrimiçi oyun oynamayı da seviyorlar. Video izlerken olduğu gibi, çocukların internete daha kolay erişebildiklerinde çevrimiçi oyunlar oynama olasılıkları daha yüksek fakat yapılan anket, bu aktivitenin daha yüksek gelirli ülkelerde daha popüler olduğunu gösteriyor.

Yetişkinler ise çocukların aşırı ekran zamanı konusunda endişeleniyor. Fakat Unicef’e göre dijital dünya küçük çocuklar için daha fazla eğitim alma, bilgilendirici ve sosyal çevrimiçi deneyimlere yönelik ilgi ve becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilecek fırsatlar sunuyor.

Raporun İngilizce tam metnine ulaşmak için tıklayın.