Kitap Önerisi: Korkunç Güzel İnternet

YAZANCeren Topuz

Sürekli değişimin ve hızlı dönüşümün yaşandığı teknoloji dünyasında her geçen gün yeni riskler ve fırsatlarla karşı karşıya geliyoruz. Günümüz dijital dünyasının içine doğan ve teknolojik araçlarla çevrili bir ortamda büyüyen bir nesil yetişiyor. Sanal dünyayla haşır neşir olan ve hatta vlog çekmeye ilgi duyan bir çocuğunuz mu var? O zaman ‘’Korkunç Güzel Internet’’ kitap incelememiz, merak ettiğiniz konulara ışık tutabilir.

Z kuşağının internetle ilişkisi, çocukluk döneminin bilinenlerini büyük ölçüde değiştirdi. Bu ilişkiyi Şeniz Baş ve Pınar Akseki, gerçek olaylardan yola çıkarak çocukların dilinden anlattıkları ‘’Korkunç Güzel Internet’’ adlı kitapla ele alıyorlar. 12 yaşındaki Emre’nin ve 11 yaşındaki Tuğçe’nin internette yayınladıkları vloglarla, yani video günlükleri ile, onların dünyalarına tanık oluyoruz. Bu vloglarda, ebeveynleri tarafından konulan bazı sınırlar çerçevesinde günlük hayatlarını, ilgi alanlarını, arkadaşlarıyla ilişkilerini, gerçek hayata ve sanal dünyaya bakış açılarını paylaşıyorlar. Sanal dünya, onlar için hayatlarının heyecan duydukları önemli bir parçası çünkü onlara kontrolün tamamen onlarda olduğu bir dünya sunuyor. Kendilerini ifade etmelerinin en özgür araçlarını sunan, bireyselliklerini istedikleri gibi ortaya koyabildikleri bu alanda hiçbir sınırın olmaması onlar için çok önemli; bu yüzden Emre ve Tuğçe vloglarında sürekli ebeveynlerinin koydukları sınırlandırılmaları eleştiriyorlar.

Ebeveynler ise her gün internette bir yenisi ile karşılaştığımız risklerden çocuklarını korumak istiyor. Kimi ebeveyn yasaklar koyarak çocuklarını risklerden korumaya çalışırken kimi ebeveyn ise “yasak yasak doğurur” diyerek sanal ortamda onları tamamen serbest bırakıyor. Ne risklere odaklanıp çocukların dijital medya kullanımlarında bilgiye erişme ve ifade özgürlüğü haklarını yok sayarak yasaklar koymak ne de onların dijital medya ile etkileşim süreçlerine karışmayıp onları dijital medyanın getirdiği risklerle tek başına bırakmak doğru. İşte bu hikayede, çocukların medya kullanımlarında konulan yasakların ve onları fazla serbest bırakmanın nelere yol açabileceğini görüyoruz. Temel mesaj ise, ailelerin çocuklarına nasıl ‘’Dijital Vatandaş’’ olunacağını doğru arabuluculuk yöntemleriyle öğretmelerinin önemli olduğu.

Tuğçe ve Emre, başta sanal dünyadaki sınırlandırmalara baş kaldırırken, zamanla arkadaşlarının da dahil olduğu vloglardaki paylaşımlarının kendileri hakkındaki her bilgiyi içermemesi gerektiğini fark ediyorlar. Böylece, bazı sınırlandırmalar olması gerektiği konusunda ebeveynleri ile hemfikir oluyorlar. Emre ve Tuğçe, ebeveynleriyle orta yolu onlarla bir anlaşma yaparak buluyorlar; fakat bu anlaşmada sadece çocukların değil, ebeveynlerinin de medya kullanım süreçleri konusunda bazı sınırlandırmalar yer alıyor.

Ebeveynlerin yasaklamak yerine rehber olmaları, bir anlaşma oluşturarak Internet kullanımlarını desteklemeleri ve sınırlar belirlemelerinin önemini vurgulayan bu kitap, 10 yaş ve üzeri çocuk ve gençleri hedef alıyor. Çocuklarla konuşmak istenilen meselelere kitaplar aracılığıyla zemin hazırlamanın her zaman işe yaradığını vurgulayan kitabın danışmanı Uzman Klinik Psikolog Büşra Tarçalır Erol, çocukla çalışan ya da çocuğu olan tüm yetişkinlerin bu kitabı okumasını önemsiyor. Çocukların kendinden bir şeyler bulabilecekleri ve onların sesi olan bu kitap, aynı zamanda çocuklarının sanal dünyadaki ihtiyaçlarını karşılayabilmek için onların dünyalarına daha yakından bakmak isteyen ebeveynler için de önemli bir rehber niteliğinde.