Doç.Dr.Marilena Leana Taşcılar İle ‘‘Covid-19 Günlerinde Üstün Potansiyelli Çocuklar’’ Üzerine

Doç. Dr. Marilena Z. Leana Taşcılar

YAZANZahide Karasoy

Covid-19 nedeniyle evde kalmak zorunda olduğumuz bu günlerde,  yüksek kaygı ve stres düzeyine sahip olduğu gözlenen üstün potansiyelli çocukların, bu süreci olabildiğince sağlıklı geçirebilmeleri için ebeveynlerine her zamankinden daha fazla sorumluluk düşüyor. Alanın uzmanlarından Doç. Dr. Marilena Z. Leana Taşcılar  ile uzun süre evde kalmanın üstün potansiyelli çocukları nasıl etkilediğini ve uzaktan eğitimi konuştuk. Kendisinden, yazmış olduğu ‘‘Covid-19 Günlerinde Üstün Zekalı Çocuklara Destek Aile Kitapçığı’’ hakkında bilgi edindik. Kriz döneminde, dijital medyanın çocuklar için sunduğu fırsatlara özellikle değindiğimiz sohbetimiz sırasında, üstün potansiyelli çocukların ebeveynleri için önemli tavsiyeler de aldık.

Covid-19 ve uzun süre evde kalma zorunluluğu üstün potansiyelli çocukları nasıl etkiliyor? Üstün potansiyelli çocuklar, bu dönemden diğer çocuklara göre daha çok etkilenebilirler mi? 

Bu, aslında çocuktan çocuğa değişebilecek bir süreç. Tabii bu süreci ailenin nasıl yaşadığı ve baş ettiği de çok önemli. Bazı üstün potansiyelli çocuklar, çok olumsuz etkilenebiliyor. Bunun altında çoğunlukla kaygı ve belirsizlik yatıyor. Ayrıca, ailelerinin ya da yakınlarında bulunan yetişkinlerin de aşırı kaygılı olması, onların bu tepkisini etkiliyor. Aşırı hassas olmaları ve toplumsal olaylara karşı duyarlı olmaları da yine daha fazla etkilenmelerine neden olabilir. 

Öte yandan, pek çok üstün potansiyelli çocuğun durumu büyük bir olgunlukla karşıladığını ve daha çok araştırma becerilerini konuşturduğunu, doğru kaynaklardan bilgi edinmeye çalıştığını, haberleri eleştirel bir şekilde dinlediğini ve daha çok önlem almaya odaklandığını, ailesini de bu konularda uyardığını görüyoruz. Yani, her üstün potansiyelli çocuk, farklı şekilde süreci yaşayabiliyor. 

Bu farklı bakış açılarını doğuran nedir diye düşündüğümüzde, kişilik özellikleri ve ebeveynlerin bakış açıları mutlaka etkili; ancak bunların yanı sıra, aldıkları eğitimin çok önemli bir etmen olduğunu düşünüyorum. Zira bilimsel düşünmek, eleştirel olabilmek, yaratıcı fikirler ortaya koyabilmek bu çocukların eğitimlerinde özellikle önemsediğimiz konular. 

Üstün potansiyelli çocuklar için uzaktan eğitim sizce yeterli mi? Bu dönemde, özel çocukların gelişimlerinin olumsuz etkilenmemesi adına eğitsel yönden destekleyici ve besleyici başka neler yapılabilir? Örneğin, bu salgın döneminde dijital medyanın dersler için ya da ders dışı diğer eğitsel ve besleyici aktiviteler için kullanıldığı durumlarda ebeveynler, kullanım süresinde daha esnek davranmalı mı?  

Eğitim, ister uzaktan ister yüz yüze olsun, üstün potansiyelli çocuklar söz konusu olduğunda farklılaştırma yapmadığınızda, belirli konuları derinlemesine işlemediğinizde, ilgi alanlarını besleyecek içerikler sunmadığınızda yavan ve yetersiz kalıyor. Şu an yaşadıklarımız ve yeni düzenimiz, pek çok üstün potansiyelli çocuk için kendi projelerini tamamlamaları ya da daha fazla proje üretmeleri için zaman yaratabilecekleri bir fırsat aynı zamanda. Bundan kastım, ödev olarak proje hazırlamak değil. Kendi ürettikleri projeleri planlamaktan ve hayata geçirmekten bahsediyorum. Örneğin, bir uygulama geliştirmek isteyen üstün potansiyelli bir çocuk şu an pek çok üniversitenin sunduğu online ücretsiz eğitimlere katılabilir ve bu becerilerini geliştirebilir. Burada yönlendirmede bulunmak çok önemlidir. Öğretmenin şu aşamada en çok üzerinde durması gereken şey öğrencilerine rehberlik etmek ve onları doğru mentorlarla -yani konu uzmanlarıyla- bir araya getirmeye çalışmaktır. 

Yaşadığımız süreçte pek çok dijital platformun ücretsiz olarak herkesin kullanımına açılmış olması, en basitinden sanal müze ziyaretlerinin mümkün kılınmış olması, bu çocuklar için bulunmaz nimettir; ancak bahsettiğim gibi belirli bir amaca hizmet edebilmesi için de ebeveyn ya da öğretmen yönlendirmesi şarttır. Bir plan-program ve rutin ile yapılan işe odaklanmak, belirli hedeflerin olması her zaman için yapılan işten elde edilen verimi arttıracağı için yönlendirme, büyük önem taşır; özellikle küçük yaşlardaki çocukların bu yönlendirilmeye daha çok ihtiyaç duyduklarını unutmamak gerekir. Süre, bu bağlamda esnetilebilir ve bu yeni düzen ile ilgili esnemenin kalıcı olmayacağı da çocuklarla konuşulmalıdır.

Biraz da Covid – 19 Günlerinde Üstün Zekalı Çocuklara Destek Aile Kitapçığından bahsedelim istiyorum. Öncelikle ebeveynlerden ve çocuklardan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Hazırladığım Aile Destek Kitapçığı, tahmin ettiğimden çok daha fazla ilgi gördü. Bu beni çok mutlu ediyor açıkçası. Ben, gökyüzüne bir uçurtma bıraktım ve aileler çocuklarıyla birlikte bu uçurtmayı gökyüzünde uçurmaya devam ediyor. Çok olumlu geri bildirimler aldım, çok geniş bir kitleye ulaştı, ulaşmaya da devam ediyor.  Ebeveynler, kitapçığın devamı olup olmayacağını soruyor; çocuklarının da çok keyif alarak etkinlikleri yaptıklarını belirtiyor ve ara ara bana fotoğraf gönderiyorlar. 

Kitapçıkta yer alan hangi egzersiz ve aktiviteleri özellikle tavsiye edersiniz? Bu etkinliklerden birçoğu, yalnızca dijital olarak yapılabiliyor. Aslında, bu dönemde dijital medyanın destekleyici rolü de çok önemli diyebilir miyiz?

Hepsini. Etkinliklerin tamamı aslında belli bir mantık izliyor. Burada şunun da altını çizmek istiyorum: Etkinliklerin kağıt üzerinde yapılması, evet önemli; ancak daha da önemli olan, ebeveyn ya da öğretmenlerin etkinlikler üzerinde çocuklarla konuşması ve tartışmasıdır. İç görüyü sağlamak istiyorsak, etkinlikleri özümsemelerini istiyorsak bu çok kıymetli. Çocuğun vereceği geribildirimleri dinlerken eleştirel olmak yerine kabul edici olmaya çalışmak ve çocuğu dinlemek, onun kaygılarını ya da bakış açısını, ihtiyaçlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. 

Etkinlikler tam olarak dijital değil; sadece daha çok duyuya hitap etmesi adına görsel ve işitsel materyalden yararlandım ve bunun için de linkler ekledim. Bu bağlamda, dijital medyadan evet yararlanmış oldum, hem geniş kitlelere ulaşabilmek için hem de içeriği daha ilgi çekici hale getirmek adına dijitalleşme, günümüzün olmazsa olmazı zaten. Bunu, bu süreçte hepimiz çok daha iyi kavradık diyebilirim.

Üstün potansiyelli çocuklara sahip ebeveynlere, içinde bulunduğumuz bu dönemi en sağlıklı şekilde atlatmaları için neler tavsiye edersiniz?

İlk olarak çocuklarını ‘dinlemelerini’ öneririm. Bu çok kolay ve basit bir öneri gibi görünse de pek çoğumuzun yargılamadan dinleme konusunda ve ‘dikkat verme’ konusunda eksikliklerimizin olduğunu görüyorum. Bunun için anne-babanın öncelikle kendisi ile ilgili farkındalığının yüksek olması gerekiyor. Kendilerine dönüp bakmaları, çocuklarına verdikleri yanıtlarda ya da çocuklarıyla ilgili beklentilerinde ne kadar objektif olabildiklerine, yargılamadan dinleme çabası içinde olduklarına dikkat etmeleri önemli. 

Genelde ailelerden aldığım geri bildirimler çocukların olumsuz ya da zayıf yönleriyle ilgili oluyor. Evet, bu özellikler üzerinde durmamız ve geliştirmeye çalışmamız çocuğumuzu bu konuda desteklememiz önemli; ancak üstün potansiyelli çocukların pek çok olumlu ve kuvvetli yönünün de olduğunu görmezden gelmemek, bu yönleri kullanarak zayıf yönlerini desteklemeye çalışmak da önemli. Sadece zayıf yönlerle ilgili çocuğa geri bildirim verdiğinizde ve iyi olduğu alanları görmezden gelerek herhangi bir geri bildirimde bulunmadığınızda, zamanla bu çocuk, öz güvenini zedeleyecek bir noktaya gelebilir. Bu nedenle, iyi yapabildikleri şeyleri de görebilmek, bu kadar eleştirel bakmadan yaklaşmak önemli diyebilirim. 

Doç.Dr.Marilena Z. Leana Taşcılar  Kimdir?

Doç. Dr. Marilena Z. Leana-Taşcılar, 2002 yılından beri İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Özel Yeteneklilerin Eğitimi Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Yüksek lisans ve doktora tezlerini üstün zekalı ve yetenekli çocukların yürütücü işlevleri ve planlama becerileri üzerine yapmış olan Leana-Taşcılar, üstün zekalı çocukların tanılanması, iki kere farklı çocuklar, üstün zekalılarda öğrenme problemleri, beklenmedik başarısızlık, üstün zekalı çocuklarda bibliyoterapi ve kendi kendine öğrenme konularında çalışmaktadır. Ulusal ve uluslararası kongrelerde ve sempozyumlarda bildiriler sunmuş; ulusal dergilerde alan hakemliği yapmaktadır. Ayrıca, 2002 yılından beri Dünya Üstün Zekalılar Konseyi Türkiye Delegesidir. Nobel Yayınevi’nden çıkan ‘Özel Yetenekli Çocukların Psikolojisi’ isimli kitabın editör ve yazarlarındandır.