Kayropraktik Uzmanı Doruk Turhan: “Omurga Sağlığında ve Postür Üzerinde Teknolojinin Belli Başlı Götürüleri Oluyor”

Halk arasında omurga eğriliği diye bilinen skolyoz ve kamburluk olarak bilinen kifoz çocuklarda görülebilen duruş bozuklukları arasında yerini alıyor. Özellikle pandemi döneminden sonra çocukların bilgisayar, tablet ve akıllı telefonların karşısında uzun süre hatalı ve yanlış pozisyonda oturmalarının çocuklarda duruş bozukluklarına sebep verildiği uzmanlar tarafından gözlemlendi. Ekran önünde çok fazla vakit geçiren çocuklar ve ebeveynleri için Kayropraktik uzmanı Doruk Turhan çocuklarda omurga sağlığı durumunu bizlere anlattı.

Halk arasında omurga eğriliği diye bilinen skolyoz ve kamburluk olarak bilinen kifoz çocuklarda görülebilen duruş bozuklukları arasında yerini alıyor. Özellikle pandemi döneminden sonra çocukların bilgisayar, tablet ve akıllı telefonların karşısında uzun süre hatalı ve yanlış pozisyonda oturmalarının çocuklarda duruş bozukluklarına sebep verildiği uzmanlar tarafından gözlemlendi. Ekran önünde çok fazla vakit geçiren çocuklar ve ebeveynleri için Kayropraktik uzmanı Doruk Turhan çocuklarda omurga sağlığı durumunu bizlere anlattı.

Doruk Turhan Yeditepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünden mezun olduktan sonra çalışma hayatına Pediatrik Rehabilitasyon alanında başlayıp ardından Ortopedik Rehabilitasyon alanında devam etti. İlk Yüksek Lisansını Fizyoterapi ve Rehabilitasyon dalında Yeditepe Üniversitesi’nde tamamlamış ve uzmanlık tezini ofis çalışanlarında uzun süreli oturmanın denge yetenekleri üzerine etkisini araştırarak tamamladı. Uzmanlığını aldıktan sonra, ikinci master derecesini Bahçeşehir Üniversitesi’nde Kayropraktik dalında tamamlayarak Ortadoğu ve Doğu Akdeniz bölgesinde WFC (Dünya Kayropraktik Federasyonu) tarafından tanınan ilk Kayropraktik uzmanları arasında yerini aldı.

Kayropraktik mesleğinin ‘’wellness’’ paradigması içerisinde doğal ve metropol yaşamların arasında denge kurmayı amaçlayan öğretilerini temel alarak, 21. Yüzyılda gitgide yaygınlaşan ofis hayatının olumsuz etkilerini araştırıyor ve sosyal medya hesaplarından bu alanda farkındalık içerikleri üretiyor.

Şu anda Okan Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Turhan 2017’den beri Bahçeşehir Üniversitesi’nde Manuel Terapi dersini veriyor. Ayrıca, doktora eğitiminin tez sürecinde olup bir yandan da ofis çalışanlarına yönelik hareket metodolojisini oluşturdu ve bu popülasyona yönelik kurumsal kayropraktik ve hareket danışmanlığı yapıyor.

Bilgisayar, tablet, telefon veya oyun konsolu gibi cihazların uzun süreli kullanımı çocukların omurga sağlığını ve büyümelerini nasıl etkiler?

Çocuklar için artık bu tarz aletlerin kullanımı kaçınılmaz. Bu durumun tabii ki omurga sağlığında ve postür üzerinde teknolojinin belli başlı götürüleri oluyor. Bunların başında da omurga eğriliklerinde meydana gelen problemler gözüküyor. Sebebi de temel olarak uzun saatler statik postürde kalınması; yani çocuğun bir tablete, bilgisayara ve oyun konsoluna gömülerek, o enstrümanın zihinsel olarak içine girerek sürekli aynı pozisyonda kalıyor olmasıdır.  Bu da aslında çocuğun hareket etmek için tasarlanan bünyesini uzun vadede zayıflatıyor ve adaptasyon yeteneğini köreltiyor. Teknolojiden uzak yaşayan nesiller veya kültürlerin çocukları ile yaşam tarzları bağlamında kıyaslarsak müthiş pasif bir yaşam sürdüklerini görüyoruz. Bu pasif yaşam ve uzun saatler statik duruşlar yani sedanter yaşam alışkanlığı aslında çocuklarımızın hafıza, karar verme gibi bilişsel becerilerinin de körelmesine sebep oluyor.  Kısaca özetlemek gerekirse uzun süreli ekran kullanmının hem fiziksel hem de mental olarak çocuklarımızı zayıflattığını biliyoruz.

Ekran süresinin artması ile çocuklarda duruş bozukluğu gelişebilir mi?

Gelişebilir. Bu durum çocuğun hangi pozisyonda ekranın başında kaldığı ile alakalıdır. Gelişme çağında olan çocuğu bir oyun hamuru gibi düşünebiliriz. Çocuk nasıl davranırsa hangi davranış ve hareket paternlerini tekrarlarsa omurga yapısı o şekilde şekillenecek ve alışkanlıkları da bu yönde yerleşecektir.  Bir koltukta veya bir sandalyede oturan bir çocuk düşünün. Bir ekran ile iletişim halindeyse bu çocuk odaklanmaya çalışacak ve istemsizce kamburlaşarak oturmaya başlayacaktır. Çocuk bunun bilincinde olan bir varlık değil, yanlışı doğruyu; neyin zararlı olabileceğini pek ayırt edemez. Gelişimsel olarak baktığımız zaman yetişkin çağda sık gördüğümüz en temel üç önemli problem olan; boyun düzleşmesi, skolyoz ve sırt kamburunun arttığı kifoz gibi durumlar başta olmak üzere vücudun birçok bölgesinde yapısal bozukluklara sebep olabilir.

Skolyoz gibi omurga sağlığı problemlerinin görülmemesi için ekran karşısında max kaç saat vakit geçirilmesi gerekir?

Bu konuda ebeveynlere çok iş düşüyor. Mutlaka çocuklara mola verdirmeleri gerekiyor.  Bir çocuk 30 dakikadan fazla durağan pozisyonda kalmamalı. Duruş, yürüyüş paternlerimizi, kas-iskelet kompozisyonumuzu belirleyen çağlardır bu yaşlar. Dolayısıyla beyinden giden komutların yolaklarının oluştuğu bu dönem, çocuk herhangi bir aktivite yapmadığında, mesela hoplayıp zıplamadığında sağa sola çarpıp dengesi bozulmadığında, bu dengeyi korumaya çalışmadığında, düşüp tekrar ayağa kalkmadığında ve aksine sürekli oturduğunda bu bahsettiğim yolakları köreltiyor. Dolayısıyla çocuk hoplayıp zıplamamayı, dengesini kontrol edememeyi ve sadece oturmayı öğreniyor aslında. Bizler en gelişmiş memelileriz, dışardan gelecek herhangi bir tehlikeli uyaranı sezme yeteneğine sahibiz. Aynı zamanda denge yeteneğine sahibiz. Son zamanlarda özellikle Z jenerasyonu olarak adlandırdığımız çocuklarda bu önsezilerin çok zayıf olduğunu gözlemlemeye başladık. Çocuklardaki hareketsizlik ve bunun yol açtığı bilişsel yetenek kayıplarına bir de denge yeteneklerinde körelmeyi de ekleyebiliriz. Çocuklarda denge yeteneklerinde çok ciddi körelmeler olduğunu gözlemliyoruz. Bunun dışında ekran başında fazla vakit geçiren çocuklarda “W” oturuşunun da çok fazla olduğunu görüyoruz. Bu oturuşun hem çocuklarında uzun vadede kalça ve diz yapısını bozduğunu ve X bacak dediğimiz rahatsızlığa yol açtığını görüyoruz. Dolayısıyla en temelde önlenmesi gereken oturuş paternlerinden birisi de bu.

Çocuklar ekran karşısında vakit geçirilirken en az kaç defa / kaç dakika sonra ara verilmelidir?

Çocukların ekranın başında 30 dakikadan uzun süre kalmamasını öneriyoruz fakat bir ebeveynlerin çocuğun elinden 30 dakika sonra enstrümanını alması çocuğu hırçınlaştırabilir, bu da işin psikolojik boyutu. Dolayısıyla 30 dakikalık bir kullanımın ardından 15 dakikalık bir fiziksel aktivite molası ve sonra tekrar bir 30 dakika gibi uygulanması çok daha az zararlı olur. Yani 60-75 dakikalık total süre içerisindeki iki oturum arasına 15 dakikalık bir mola konulmalı diyebiliriz.

Çocuklarda skolyoz ve duruş bozukluğu ne gibi durumlarda daha çok ortaya çıktığı gözleniyor? Çocuklarda duruş bozukluğu belirtileri nelerdir? Ebeveynler bu durumu nasıl anlar?

Skolyoz ve duruş bozukluğunu ayrı ayrı ele almak gerekiyor. Skolyoz duruş bozuklarından sadece bir tanesidir. Genelde idiopatik (sebebi bilinmeyen) olarak görüyoruz. Burada aile geçmişi sorgulanabilir. Doğumsal olmayan skolyozda ise genelde pasif yaşam tarzı, yanlış fiziksel aktivite, tek taraflı ağır çanta kullanım gibi faktörlerin etkili olduğunu düşünüyoruz.  Dolasıyla aktif bir yaşam ve simetrik bir fiziksel aktivite yani kas iskelet adaptasyon yeteneğinin yüksek olması, skolyozun ilerlemesini önleyecek hem de sağlıklı bireylerde de oluşma riskini azaltacaktır. Ama idiopatik dediğimiz sebebi bilinmeyen skolyozun maalesef çok fazla bir belirteci yok. Fakat özellikle ebeveynlerin çok fazla dikkat etmesi gerekiyor. Genellikle annelerin çocuklarda bu durumu fark ettiğini ve profesyonel destek aradığını görüyoruz, bunu çocuklar fark etmiyor. Özellikle internette fazla vakit geçiren anneler tutup çocuklarını getiriyor ve omuz yüksekliği farkı bu annelerimizin ilk fark ettiği belirteç oluyor. Aynada karşıdan baktığınız zaman omuz yükseklikleri arasında ya da kalça kemiklerinin öndeki çıkıntılarında bir yükseklik farkı varsa burada bir sorun olabilir demektir. Çocuğa arkadan baktığınızda bariz bir eğim yahut bozukluk görünmüyor olsa bile bir skolyoz olabilir. Bazı skolyozlar kendini öne eğilme pozisyonunda belli eder. Bu verimli ve önemsediğimiz bir belirteç. Çocuğunuz öne eğildiğinde öne eğilme kısmında tek taraflı meydana gelen bir hörgüç varsa bu durum genellikle skolyoza işaret eder diyebiliriz. Bunu erken yaşta fark edilmesi çok önemlidir. Erken teşhis ve koruyucu rehabilitasyon yaklaşımları ile skolyozun dahili sistemleri etkileme riskini azaltabiliriz.

Hangi durumlarda ebeveynlerin doktora başvurması gerekir?

7-8 yaşından itibaren çocukların bir fizyoterapist tarafından değerlendirmesini öneriyoruz. Bu öneriyi bir tedavi gibi düşünmeyin; fizyoterapist gözü farklı bir gözdür ve annesinin babasının baktığından farklı bakar çocuğa. Minör problemlerin major problemlere evrilebilme olasılığı görür ve önlem alır.  Dolayısıyla bu yaşlardan itibaren çocukların bir fizyoterapist gözüyle değerlendirilip eğer bir problem varsa da değerlendirilen çocuğa özgü koruyucu egzersiz yaklaşımlarını sistematikleştirmesini öneriyoruz. Çocuk bedeni çok fazla sinyal vermez, çünkü çocuk kendi bedenini umursamaz. Bu yüzden de çocuğun kas-iskelet ile ilgili şikayet ettiği, ve ısrarcı olduğu durumlar çok önemsenmeli.

Ekran önünde çok fazla vakit geçiren çocuklara hangi hareketleri öneriyorsunuz?

Bunun için standart bir egzersiz programı maalesef yok. Bu çocuğun ekrana nasıl maruz kaldığına bağlıdır. Çocuk yatarak tabletle mi ilgileniyor yoksa masa başında bilgisayarıyla mı ilgileniyor yoksa annesinin telefonunu alıp uyku pozisyonunda mı maruz kalıyor bu cihaza, önce bunu anlamak gerekir. Hareketli kalmanın öneminden ve adaptasyon yeteneğinden önceki sorularda bahsetmiştim, bu konu çok önemli. Mutlaka molalar verilmeli ve çocuğun ilgisi dahilinde bir branşa yönlendirilmesi bu yeteneğin gelişmesi için oldukça önemli.

Ebeveynlerle beraber hangi hareketleri yapabilirler?

Çocuklar ebeveynlerinin yaptığı her türlü egzersizi ve hareketi yapabilir. Hatta çok çok ötesine bile geçebilirler. Genellikle yetişkin hastalara “3 yaşında bir çocuğa bakın, o çocuğun yaptığı hangi hareketi yapamıyorsanız o fonksiyonunuz körelmiştir” deriz hatta. O yüzden aile içinde güzel bir sinerji oluşturmak faydalı olabilir. Örneğin; YouTube’da bir egzersiz, bir dans ya da bir koreogragfi videosu açılabilir ve oyun şeklinde çocukların da dahil olması sağlanabilir. Bu yolla çocuk da interaktif bir şekilde bir hareket sistematiği geliştirmiş olur ve bunu alışkanlığa dönüştürebilirse ilerleyen yaşantısında da adaptasyon yeteneği gelişmiş, denge duyusu gelişmiş ve oluşabilecek beklenmedik tehlikelere ve kazalara karşı daha öngörülü; yani fiziksel ve mental olarak daha fit ve daha becerikli bir bireye dönüşecektir.

Pandemiden sonra hayatımıza giren online eğitim ve online hayat sonrası omurga sağlığı hakkında ileriye dönük olan şüpheler var mı? Yapılan araştırmalar ne söylüyor? Özellikle çocuklarda duruş bozukluğu görülme sıklığı arttı mı?

Kas iskelet problemleri bakımından iki yıldır neredeyse en fazla şikayetlerin olduğu dönemdeyiz. Çünkü pandemi döneminden sonra hem kısa hem orta hem de uzun vadede çeşitli sorunlar ortaya çıktı. Kısa vadede etkileri bel, sırt, boyun ağrıları; orta vadede denge kayıpları, uzun vadede ise artık postural bozuklukların da oturduğunu gördük. Herkes bu dönem içinde fazlaca kilo alarak ağırlaştı ve ağırlık merkezi yere yaklaşmaya başladı. Dolayısıyla bu durum, vücudu dik tutan kaslarda da ekstra bir efor ve yorulmaya sebebiyet verdi. Akabinde de minör bozukluklar tetiklendi ve büyüdü.  Pandemi döneminde özellikle çocukların kas iskelet sistemi becerilerinin oldukça köreldiğini gördük.

Leave A Comment