Prof. Dr. Fevziye Toros : “Anne – Babalar Çocuk ve Ergen Ruhsal Gelişim Dönemlerinin Özelliklerini Bilmeli”

Teknolojinin her geçen gün bünyesine inovasyonlar katarak geliştiği bu dönemde, pandeminin de etkisiyle her şey dijitale taşındı, online eğitimler, online toplantılar gerçekleşti. Bunun sonucunda ise çocukların ve ergenlerin medya kullanımı giderek arttı. Bu da elbette hem olumlu hem olumsuz etkilere yol açtı. Bu çerçevede, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fevziye Toros ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Teknolojinin her geçen gün bünyesine inovasyonlar katarak geliştiği bu dönemde, pandeminin de etkisiyle her şey dijitale taşındı, online eğitimler, online toplantılar gerçekleşti. Bunun sonucunda ise çocukların ve ergenlerin medya kullanımı giderek arttı. Bu da elbette hem olumlu hem olumsuz etkilere yol açtı. Bu çerçevede, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fevziye Toros ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Aileler en çok medyanın çocuk gelişimindeki zararları ve yararları hakkında bilgilenmek istiyor. Bunlar nelerdir?

Medyanın zararları da yararları da var elbette sevgili Ece. Doğru yaşta, doğru sürede kullanıldığında ve yaşa uygun program seçildiğinde hem ruhsal hem de zihinsel anlamda olumlu katkıları olabilir. Eğer tüm bunlara dikkat edilmez ise; sosyal iletişim becerisinde azalma, farklı sitelerde karşılaşılan karakterlerle uygunsuz özdeşim ve model almalar (şiddet içerikli, küfür içerikli izlemler, çözüm yollarını farklı seçmeye meyil –intihar girişimi gibi-, LGBT siteleri), çeşitli kaygı (sosyal kaygı…) ve korkuların ortaya çıkması, …Sürenin uzun olması uyku düzensizlikleri, aile içi çatışmalarda ciddi artışlar ve aile içi iletişimde kopmalara yol açmalar,… görülebilir.

İnternet bağımlılığı da ailelerin endişelendiği konular arasında gözlemlediğiniz bir önemli bir husus. Bu sık görülen bir problem mi? 

İnternet bağımlılığı oldukça sık. Özellikle pandemi döneminde gençler sabaha kadar internette zaman geçirme ve gündüz uyumayı tercih etme alışkanlıkları edindiler. Hala bu sürecin içinde olan gençler ve çocuklar var.

Sizce medya çocukları mı yoksa ergenleri mi daha olumsuz etkiliyor, nedenleri neler? 

Medya her yaşı etkiler elbette. Yaşlara göre bakarsak:

0-3 yaş aşırı medyaya maruziyet otizm için ciddi bir tetikleyici risk faktörüdür. Bu yaşta ayrıca konuşmada gecikme, sosyal iletişim başlatma becerisinde yetersizliklere yol açabilir. Biz ilk 3 yıl bu nedenle medya önermiyoruz.

3-6 yaş arası fallik=ödipal dönemde ise çocukların özdeşim yaşı olduğu için izlediklerini kendilerinde uygulama meyilleri fazladır. O yüzden bu yaşta en azından çok şiddet içerikli izlemlerin olmaması önemlidir. 

İlkokul ve diğer akademik yaşlar olarak baktığımızda da akademik başarısızlığı tetikleyebilir uzun ve yanlış kullanımı medyanın. Özellikle kullanım süresi arttıkça akademik alanda dikkat eksikliğinin şiddeti artmaktadır. 

Erişkin yaşlar için de riskleri var elbette. Pek çok aile içi iletişimi yetersizleştiriyor, kumar gibi bazı alışkanlıkları arttırabiliyor. Bu nedenleri çoğaltmak mümkün.

Her yaşta doğru kullanmak gerekir kısaca. Ama sorunun cevabı olarak büyümekte olan çocuk ve kimlik dönemindeki ergenleri çok daha fazla etkilediğini söyleyebilirim.

Hastalarınızda medya kaynaklı özgüven eksikliği ve bozukluklar gözlemliyor musunuz?

Tabii ki. Özellikle ergenliğin ilk döneminde gençler vücut şekilleri, görünümleri ile çok uğraşır. Bu yaşlarda medyanın etkisi ile pek çok genç kendini çirkin, değersiz ,… hissedebilir. Yeme bozuklukları ve vücut ile ilgili takıntılar, sosyal fobi,… bu yaşlarda etkilenme ile de sıklıkla tetiklenebilir.

Sizin gözünüzde medyayı çocuklar için daha faydalı hale getirebilmek için neler yapılmalı?

Çocukların medyayı ilk kullandıkları andan itibaren ebeveynlerin doğru rehberliğine (süre, izlenen program seçimi gibi) ihtiyaç var. Sonradan kontrol çok mümkün değil maalesef. Bir de çocukların medyadan ayrı zamanını da çok aktif ve keyifli aktiviteler ile doldurmak gerekir.

Ebeveynlerin medya konusundaki tutumları için ne öneriyorsunuz? Ebeveynlerin çocuklarına destek olmaları gereken veya dikkat etmeleri gereken konular neler?

Ebeveynler de bir önceki sorudaki cevaba ek olarak doğru modeller olmalılar. İstemedikleri davranışı kendileri de yapmamalıdır. Bir de aileler çocuklara ‘kapat’ uyarısı sürekli yapmadan önce ‘neler izliyorsun, oyunda neler oluyor,…’ bilgi alıp iletişimi de bu alanda açık tutmalı. Dinlemeden, anlamadan sadece ‘kapat’ demek ebeveynlerle çocuk ve ergen iletişimini daha çok azaltıyor ve çatışmayı arttırıyor. Özellikle ergenler kendi yaptıkları tercihlerinin onanmasına ihtiyaç duyarlar. Bu yaş gurubuna bu açıdan ekstra dikkat edilmeli. Anlaşılmadığını ve tercihlerine önem verilmediğini düşünen ergen (düşük özgüven, ebeveyn çatışması, anlaşılmadığı ve yalnızlık duygusu gibi nedenlerle) pek çok ruhsal bozukluk için risk oluşturabilmektedir.

Hem Türkçe hem de yabancı dilde pek çok çalışmalarınız, yayınlarınız ve yazılarınız bulunuyor. Bunlar arasında medyanın çocuklara ve ergenlere etkisini konu alan bir yazınız var mı? Varsa bu yazıda veya yazılarda en çok üstünde durduğunuz konu neydi?

Benim pek çok konuşmam bu alanla ilgili olmuştur. Ama basılı makale olarak mevcut değil. Ama alanım olarak 0-23 yaş aralığındaki çocuk ve gençlerle çalıştığım için ve mesleğimde 28. Yılım olduğu için etkilerini birebir çok gözlemleyebiliyorum. Cevaplarım da bu deneyimden kaynaklı sevgili Ece.

Çocuklar, ergenler ve medya İle ilgili, sizin alanınızda ne tür çalışmalar yapılıyor, bu konularla ilgili sizce daha ne tür çalışmalar yapılabilir, medyadan bu konuda size destek sağlansın ister misiniz, bu nasıl olmalı?

 Medya etkileri ile ilgili pek çok konuda araştırma var. Ama son zamanlarda internet bağımlılığı ile ilgili alanda araştırma çok. Bence ebeveynlerin farkındalığı ve en başta iken sınırlarını çizmesi ama boş zamanı da çocuk ve ergenler için keyifli aktivitelere, hobilere döndürmeleri lazım. Yani çocuğa ve gence ‘artık yeter, kapat’ demek daha önce de söylediğim gibi hiçbir şey sağlanamıyor maalesef. 

Neler yapılabilir:

-En baştan doğru sınır ve program seçimi

-Ebeveynlerin doğru modeller olmaları

-Akademik süreç kadar çocuklar ve ergenler için sosyal ve sportif hobi ve alışkanlıklar mutlaka edindirilmeli

-Anne-babalar çocuk ve ergen ruhsal gelişim dönemlerinin özellikleri bilinmeli

-Medya ile çocuk ve ergenleri spora,… teşvik tanıtımlar olmalı

-Bilgisayar paylaşım odasında olmalı, çocuğun odasında izole ortamda olmamalı

-Sınır aşan kullanımlarda pozitif pekiştireç olmamalı (yemeğin bilgisayar yanında yenmesine izin vermemek gibi)

-Aile ile birlikte teknolojisiz hayat ve paylaşım saatlerinin olması…

Prof. Dr. Fevziye Toros Kimdir? 

Fevziye Toros, İlk, orta ve lise eğitimini Tarsus-Mersin’de tamamladıktan sonra, 1993 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1994-1998 yılları arasında Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlık Eğitimini Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. 1997’de 3 ay boyunca Londra Maudsley Hastanesi çocuk ve ergen psikiyatri biriminde gözlemci olarak eğitimlere katıldı.1998-2001 yılları arasında yurt dışında bulundu. 2001 Temmuz ayında Mersin üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Yar. Doç. Dr. olarak göreve başladı. 2005’de Doçent, 2011’de profesör unvanını aldı. Halen Mersin üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD’da öğretim üyesi olarak çalışıyor.  Aynı zamanda da bir kız çocuk annesi.

http://www.fevziyetoros.com.tr/

Leave A Comment