Pandemi günlerinde zorunlu dijitalleşme ile çevrimiçi oyun katılımında artışlar görülmeye başladı. Oyun, özellikle çocukların dünyasının vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor. Dijital oyunlara katılımda artan oranla beraber dijital oyunların çocuklar üzerinde pek çok etkisi bulunuyor. Peki son zamanlarda çocukların dünyasında önemli bir yeri olan oyun alanında neler oluyor? Ebeveynler çocuklarına karşı nasıl bir tutum sergilemeli? Çocuklarla beraber oyunları nasıl konuşabiliriz? Bütün bu soruların cevaplarını sizin için hazırladık.

Yazıyı hazırlayan: Pınar Tahirler

Pandemi günlerinde zorunlu dijitalleşme ile çevrimiçi oyun katılımında artışlar görülmeye başladı. Oyun, özellikle çocukların dünyasının vazgeçilmez bir parçası olmaya devam ediyor. Dijital oyunlara katılımda artan oranla beraber dijital oyunların çocuklar üzerinde pek çok etkisi bulunuyor. Peki son zamanlarda çocukların dünyasında önemli bir yeri olan oyun alanında neler oluyor?  Ebeveynler çocuklarına karşı nasıl bir tutum sergilemeli? Çocuklarla beraber oyunları nasıl konuşabiliriz? Bütün bu soruların cevaplarını sizin için hazırladık.

Dijital Medya ve Çocuk ekibi olarak dijital oyun kavramına daha yakından baktığımız bu yazımızda hayatımızın içinde büyük bir yeri bulunan çevrimiçi oyun dünyasını hem ebeveynler hem de çocuklar tarafından ele aldık. Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sena Cüre Acer ve Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yavuz Samur ile çevrimiçi oyunların çocuklar için hem olumlu hem olumsuz taraflarını konuştuk.

DMVÇ: Çevrimiçi oyun sırasında çocuklar uygunsuz bir şeyle karşı karşıya kaldığında ebeveyn ne yapabilir?

YAVUZ SAMUR: Öncelikle ebeveyn bu durumu nereden bilecek, bu soruya cevap vermek gerekir. Çocuğunun bu durumla karşı karşıya kaldığını ebeveyn üç şekilde öğrenebilir;

-Ebeveyn sürekli çocuğunun oynadığı oyunu izliyordur ya da çocuk herkese açık bir ortamda oyun oynuyordur (televizyonda ya da bilgisayarda ise herkesin görebileceği bir şekilde konumlanmıştır)

-Çocuk anne babasına durumu bildirmiştir, ki bu raporlama davranışını ebeveyn çocuğuna kazandırabildiyse ebeveyn harika bir iş başarmış demektir

-Ebeveyn çocuğunun oynayacağı oyunu önceden oynamış içeriklerini kontrol etmiştir ki bu durum genellikle çok az rastlanılan bir durumdur.

DMVÇ: Böyle bir durumla karşılaşıldığında ne yapılmalı?

 YAVUZ SAMUR: Bu durumu aşırı tepkiyle karşılamak doğru bir yol olmayabilir. Çocuklarımız sokağa çıktıklarında da, okulda da, televizyonda da, video sitelerinde de maalesef hep yaşına uygun ve kaliteli içeriklerle karşılaşmayabiliyor. Bu nedenle elbette uygunsuz içeriklerle karşılaştığında “bu içeriğin onun yaşına uygun olmadığını” “bu tarz içeriklerin kendisini olumsuz etkileyebileceğini”, çocuklara ifade etmek gerekir. Çocuklar yaşlarına uygun olmayan içeriklere maruz kaldıklarında bunu anlarlar. Önemli olan tam o noktada ne yapmayı öğrettiğinizdir. Eğer çocuk hemen içeriği kapatıyor, içerikten uzaklaşıyorsa, çok doğru bir harekettir. Ancak çocuk içeriğe kendini maruz bırakmaya devam ediyorsa o zaman sıkıntılı bir durumla karşı karşıyasınız demektir. Bunu da önlemek için çocukla konuşmanız gerekir. Neden bu tarz içeriklere bakmaya devam ettiğini, merak ettiği bir şey olup olmadığını, bu gibi içeriklerden haz alıp almadığını onunla konuşarak öğrenebilirsiniz. Eğer durum tamamen geçici ve sadece merak odaklıysa takibi devam ettirmelisiniz. Ancak durum sandığınız kadar basit değilse destek almalısınız.

DMVÇ: Ebeveynler çocuklarının oynadıkları oyunlarla ilgili en doğru bilgiyi nasıl edinebilir?

SENA CÜRE ACAR: Anne-babalar çocuklarıyla açık bir iletişim kurduklarında, çocuklarının oynadıkları oyunları doğrudan kendilerinden öğrenmeleri daha kolay olmaktadır. Çocuğunuzla oynadıkları oyunlar hakkında konuşmak onları olumsuz alışkanlıklara teşvik etmez, aksine onun ilgi alanlarıyla ilgilendiğinizi ona gösterme şansı verir. Diğer yandan da çocuğunuzun oynadığı oyunları takip edebilme fırsatını yakalarsınız. Burada kullanılabilecek açık iletişim sadece oyun bazlı değil, ebeveyn-çocuk arasındaki genel ilişki örüntüsüne yayılmış şekilde olmalıdır. Çocuğunuzun o aralar hangi oyunları oynadığı, en çok hangi karakterleri ve neden sevdiği, arkadaşlarıyla birlikte oynadığı oyunlar olup olmadığı gibi sorularla çocuğunuzun oyun tercihleri konusunda bilgi edinebilirsiniz.

Ne var ki, çocuklarla konuşmak veya oynadığı oyunlar hakkında bilgi almak her zaman kolay olmayabilir. Böyle durumlarda çocuklarınızın arkadaşlarıyla bir arada olduğu ortamlara dahil olmaya çalışıp arkadaşlarıyla sohbet ederek bilgi alabilirsiniz. Ayrıca zaman zaman öğretmenlerden, çocuklar arasında o zamanın popüler olan oyunları hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Bunun yanı sıra, internet ortamlarında uygulanabilen çocuk sınırlamaları, çocukların ziyaret edebildiği internet sitelerini sınırlandırsa da, çocukların farklı ortamlarda istedikleri oyun sitelerine girmek için fırsat yaratabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle daha kalıcı olan yol aslında, çocukla güçlü ve güvenilir bir iletişim geliştirerek kendisine sorulabildiği ortamlar hazırlamaktır. Çocuğunuzu heyecanlandıran bir oyuna oyuncu veya izleyici olarak eşlik ettiğinizde hem oyunun içeriği hakkında bilgi edinebilir, hem de çocuğunuzla o oyun ve oynadığı diğer oyunlar hakkında sohbet etme fırsatı yakalayabilirsiniz.

DMVÇ: Dijital oyunlar çocukların yaratıcılığını nasıl etkiliyor?

SENA CÜRE ACER: Dijital oyunlar ve çocuklar arasındaki ilişki düşünüldüğünde genellikle olumsuz taraflar aklımıza geliyor ilk olarak. Fakat bu oyunların gerçekten çocukların yaratıcılığını geliştirdiği bir yönü de var. Çocuklar yaş gruplarına uygun olarak, ailelerin belirlediği kurallar çerçevesinde bu oyunları oynadıklarında, soyut düşünme becerileri de gelişebiliyor. Bu şekilde oynanan dijital oyunların çocukların dil gelişimini, görsel ve işitsel hafızalarını ve stratejik düşünme biçimlerini olumlu şekilde etkileyebiliyor. Ayrıca yaş grubuna uygun oynanan dijital oyunlardaki süreçlerle, çocukların yaşamlarındaki farklı durumlar karşısında verdikleri tepkiler konusunda kendileri hakkındaki farkındalıklarının artması da söz konusu.

DMVÇ: Oyun oynarken çocukların hangi tür bilgileri karşı tarafla paylaşmaması gerekiyor?

YAVUZ SAMUR: Bilginin türünden ziyade bilgiyi öncelikle kiminle paylaştığı daha önemlidir. Çocuklar dijital oyunları tabi ki arkadaşlarıyla da oynayacaklar. Burası çok önemli, çocuk eğer sınıfındaki arkadaşlarıyla bir dijital oyun oynuyorsa bu daha iyidir tanımadığı kişilerle oynamasından. Altını çizmekte fayda var, çocuğunuz dijital bir oyunu sınıfındaki ya da yakın çevresindeki sizin bildiğiniz tanıdığınız kişilerle oynuyorsa bu her zaman daha iyidir, tanımadığınız kişilerle oynamasından. Diyelim ki tanımadığınız kişiler var, o zaman da hiçbir kişisel bilginin paylaşılmaması tabi ki doğru olan davranıştır. Yaş, cinsiyet, adres, telefon, okul ismi gibi bilgiler öncelikli bilgiler arasındadır.

DMVÇ: Şiddet içeren çevrimiçi oyunları çocuklardan nasıl uzak tutabiliriz? Bu tür oyunların çocukların psikolojisinde ne gibi etkileri oluyor?

SENA CÜRE ACER: Şiddet içeren oyunlar, özellikle arkadaş grubu içinde popüler olduğunda, bir güç gösterisine dönüşebiliyor ve çocuk istemese dahi, arkadaş grubundaki varlığını sürdürebilmek için o oyunu oynamak zorunda hissedebiliyor. Çocuğunuz istesin ya da istemesin, çocuklarınızı yoğun şiddet içeren oyunlardan mümkün olduğunca uzak tutmak oldukça önemli. Özellikle 6 yaşa kadar çocukların bu gibi yoğun görsel ve ses içeriklerine maruz kalmasının, kişinin yaşamının ileriki yıllarında olumsuz etkiler yaratabileceğini görüyoruz. Oyun yoluyla olsa dahi, küçük yaştan itibaren sıklıkla şiddet içeriklerine maruz kalan bir çocuğun dünya algısı da maruz kaldığı içeriklere göre şekilleniyor. Böyle oyunlar oynayan çocukların ileriki yıllarda kaygı seviyesi daha yüksek, başkalarına güvenmekte zorluk çeken, yaşamsal olaylar karşısında sürekli bir tetikte olma halinin baş gösterdiği bireyler olduğunu gözlemleyebiliyoruz.

Özellikle 6 yaş öncesi soyut düşünme becerisinin tam olarak gelişmediği bir dönemde yoğun şiddet içeriğine sahip oyunlar oynanması, çocuğun gerçeklik algısında da karmaşalara yol açabildiğinden kendisine ve diğer kişilere dair algısında, düşüncelerinde ve inançlarda çarpıtmalara yol açabiliyor.

DMVÇ: Çocuklar için çevrimiçi çok kullanıcılı oyunların riskleri nelerdir?

YAVUZ SAMUR: Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki çevrimiçi oyunlar çocukların oyuna bağımlı olması için daha çok oyun elementi barındırır. Sürekli internete bağlı olmayı gerektiren bu oyunlar, diğer oyuncularla birlikte oynandığında “birliktelik”, “rekabet” ve “sürekli gelişim” unsurları daha yüksek seviyeye çıkar ve oyuncunun oyundan kopması zorlaşır.

Bunun haricinde tabi ki aşağıdaki durumlarla da karşılaşma ihtimalimiz hep var

-Kimlerle orada olduğunuz (tanıdık/tanımadık)

-Bu kişilerin oyun oynama stilleri (aşırı rekabetçi, sosyalleşme amaçlı gibi)

-Kişilerin kullandıkları dil ve argo kelime kullanma düzeyleri (sürekli küfreden, söven) (bu durumu fark etmek ve engellemek için de çocukların özellikle küçük yaşta kulaklıkla oyun oynamalarına müsaade etmeyiniz)

-Zorbalık (oyun esnasında sözlü ya da oyun karakteriyle küçük görme, küçük düşürme, rezil etme, aşağılama gibi)

-Aşırı heyecan (oyun esnasında sürekli zirve yapan durumlarda kişinin stres ve heyecan seviyesinin yükselmesi ve nefes alışverişlerinin artması)

Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında çocuğunuzun o oyun özelinde daha dikkatli olmasını mümkünse de o oyunu oynamamasını nedenleriyle birlikte çocuğunuza anlatarak üstesinden gelmeye çalışabilirsiniz.

DMVÇ: Çevrimiçi oyunların çocuklara sağladığı kazanımlar nelerdir? Dijital oyunların aşırıya kaçılmadığı takdirde çocukların zekasını geliştirdiğini gösteren araştırmalar var. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?  Çocuklar için önerebileceğiniz dijital oyunlar neler?

YAVUZ SAMUR: Nasıl ki tüm sosyal medya ortamlarına kötü diyemiyorsak, tüm dijital oyunlara da kötü diyemeyiz. Çocuklar tabi ki yaşlarına uygun olan ve kaliteli içerikler sunan dijital oyunları oynayabilirler. Oynamak zorunda değiller ama oynayabilirler. Ne kadar geç tanışırlarsa hatta o kadar iyi diyebilirim. Ancak yaptığımız çalışmalarda da ortaya çıkıyor ki, kaliteli dijital eğitsel oyunlar çocukların konuyla ilgili pratik yapmasına olanak sağlarken, o konudaki bilgi seviyesini artırıyor, akılda kalıcılığı sağlıyor ve ders başarısı artıyor. Buna ek olarak da birçok soyut beceri de birlikte gelişebiliyor, örneğin Minecraft oyunu ile çocukların 3 boyutlu düşünme becerisi, tasarım becerisi gelişirken; Redball, Ateş ve Su gibi oyunları oynayan çocukların da problem çözme becerileri gelişiyor, çocuklar MentalUp gibi oyunları oynarken beyin egzersizi yapıyor hatta fiziksel egzersiz yapmaya teşvik edilirken, spor oyunlarıyla takım dinamiklerini fark ediyor ve takım çalışmasının değerini kavrıyor. Müzik oyunları çocukların müzik kulağına iyi gelirken, ritim becerilerini geliştiriyor. Benzer şekilde kutu oyunlarının dijital versiyonlarında oynadıkları oyuna göre strateji, geliştirme, hızlı düşünüp çabuk karar verme, eldeki materyalleri en iyi şekilde kullanmaya çalışma gibi birçok beceri de gelişiyor.

DMVÇ: Çocuklarla oynadıkları oyunlar hakkında konuşmanın ebeveynlere ve çocuklara ne gibi katkıları olabilir?

SENA CÜRE ACER: Ebeveynlik, bütün sorumlulukların yanında aynı zamanda çocuğunuzla ilgili yeni keşifler yaptığınız da bir süreçtir. Bu yeni keşifler için uygun zamanları fark ederek çocuğunuz hakkında farklı bilgiler edinebilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz yeni bir oyuna merak sardığında bu oyunun nasıl bir içeriğe sahip olduğunu araştırabilir, bu oyunun en çok hangi kısmının çocuğunuzun ilgisini çektiğini çocuğunuza sorup ilgi alanları ve beğenileri hakkında yeni fikirler edinebilirsiniz. Diğer yandan oynadığı oyun hakkında çocuğunuzu anlamaya çalışmak, o oyunun çocuğunuzun hangi ihtiyacını karşıladığı hakkında size fikir verecektir. Bu yaklaşımınız çocuğunuzun da ilgisini çekecek, ileriki süreçlerde yeni oyunlar veya kendi hayatına dair farklı konularda da sizi konuşmaya açık, ulaşılabilir ve güvenilir bir kaynak olarak görmesini sağlayacaktır. Çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi sıcak ve tutarlı ebeveynliğinizle beslediğinizde, çocuğunuz edinmek istediği yeni deneyimleri sizinle paylaşmakta tereddüt etmeyecektir.

DMVÇ: Çocuklar neden dijital oyun oynamayı tercih ediyor?

YAVUZ SAMUR: “Başka ve daha iyi bir seçenekleri olmadığından.”

“Bana hiçbir çocuk gösteremezsiniz, anne babası oyun oynarken çocuk tabletle oynasın.”

DMVÇ: Çocuklara oynadıkları online oyunlar için ne gibi kurallar konmalıdır? Ebeveyn denetimleri ve çocuklarına yaklaşımları bu süreçte nasıl olmalıdır?

SENA CÜRE ACER: Çevrimiçi oyunlar ve denetim kurmak ile ilgili ilk düşündüğümüzde, çevrimiçi ortam denetimleri, ebeveyn kontrolleri gibi uygulamalar akla geliyor çoğunlukla. Bu denetimler tabii ki kullanılabilir, ki çoğu durumda oldukça etkili olduğu da söylenebilir. Diğer taraftan, bu denetimleri daha mekanik bir seviyeden ilişkisel boyuta taşımak, yani çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi güçlendirmek ve çocuğunuzun oynadığı oyunlar hakkında bilgiyi kendiliğinden sizinle paylaşmasını sağlamak, daha uzun süreli etkileri olan bir yöntem olarak düşünülebilir.

Çocuğun arkadaş çevresinde çok popüler ve sıklıkla oynanan bir oyunu sizin çocuğunuz da oynamak istediğinde doğrudan “hayır” diye kısıtlamak çok etkili olmayacaktır. Bunu yaptığınızda birkaç muhtemel sonuçtan bahsedebiliriz. Bunlardan bazılarını çocuğunuzun isteğini sorgulamadan doğrudan reddettiğinizde çocuğunuzun kendisini reddedilmiş algılaması ve çocuğunuzun size yönelttiği sorularda bir değerlendirme almadan olumsuz cevap aldığı için size sormadan “gizli gizli” oynaması olarak düşünebiliriz. Dijital oyunlar söz konusu olduğunda ebeveynler çocuklarının oyunlarını elbette belli bir seviyede kontrol etmeli, fakat bu kontrolün çok az veya çok fazla olmaması önemli. Burada dikkat edilmesi gereken nokta aslında diğer pek çok konuda da olduğu gibi çocuğunuzu dinlemek ve anlamaya çalışmaktır. Oyunların hangilerinin çocuğunuzun ilgisini çektiği, hangi tür oyunları sevdiği ve hangilerini sevmediği, başka kimlerin bu oyunları oynadığı gibi konularda çocuğunuzla sohbet ederek hem ondan bilgi alabilir hem de çocuğunuzla yakın ve sıcak bir ilişki geliştirebilirsiniz. Böylece kurduğunuz bu yakın ve sıcak ilişkiyle birlikte, çocuğunuzun kendiliğinden size oynadığı oyunlar veya onu zorlayan noktalar gibi konularda bilgi verdiğini tecrübe edebilirsiniz.

Bir diğer önemli nokta, çocuğunuza oyunlar için belli kısıtlamalar ve kurallar koymanız olabilir. Bu kuralları genel aile kurallarınıza, çocuğunuzun kurallara uyma derecesine ve çocuğunuzun yaş grubuna göre belirleyebilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz hafta içi okul günleri oyun oynamak istediğinde, bunu günde yarım saatle sınırlandırabilir veya tamamen kaldırıp yalnızca hafta sonları oynamasına izin verebilirsiniz. Burada aslında çok temel olarak sınır koymaktan bahsediyoruz. Bu sınırları aile düzenine uygun bir şekilde koymak ve uygulamak, hem çocuktaki davranışın sürekliliği hem de çocuğun gelişimi ve öğrenme süreçleri açısından büyük önem taşır. Koyduğunuz bu kuralları (veya sınırları) birkaç kere esnettiğinizde, bu kuralların tutarlı olmadığını gören çocuğunuz bunlara uymayı bırakacak ve sizi zorlamaya başlayacaktır. Oyunlarla ilgili koyduğunuz kuralların tutarlı bir şekilde uygulanması önemli olduğundan, uygulayamayacağınız kuralları koymamayı unutmamak gerekir.

DMVÇ: Çocuklar çevrimiçi oyuna ne kadar zaman harcamalıdır?

YAVUZ SAMUR: Ne kadar az olursa o kadar iyi. Ancak bunun için sokağa çıkamayan çocukların evde etkinlik yapıyor olması gerekli. Dersi olan, kursu olan, katılacak bir etkinliği olan, gidecek bir yeri olan, çalacak bir enstrümanı olan, yapacak bir sanatsal etkinliği olan, ebeveyniyle kaliteli etkinlik yapan çocuklar dijital oyunlara daha az vakit harcıyorlar.

Ancak elbette bunları yapıyor olması sınırsız süre anlamına da gelmez. Çocuk doktorlarının belirlediği günlük toplam ekran süresi 0-2 yaş için 0, 2-5 yaş için sadece kaliteli içerik olacak şekilde 20-30dk arası, ilkokuldaki çocuklar için günde maksimum 1 saat, ortaokul 1,5 saat, ortaokulun sonlarına doğru bu süre 2 saate kadar çıkabilir, lisede ise 3 saatten fazla ekran süresi tavsiye edilmemektedir. Bizim de yaptığımız araştırmalara göre günde 3 saatten fazla ekrana maruz kalan çocukların bağımlılık düzeyleri anlamlı bir şekilde daha yüksek çıkmaktadır. O nedenle 3 saat son sınır olmalıdır. Bu süreler elbette esnetilebilir ancak bu noktada da ekranda tüketim yaparken gerçek hayatta üretim yapılmasını tavsiye etmekteyim.

DMVÇ: Aile içi diyalog bu konuda ne kadar önemlidir?

SENA CÜRE ACER: Aile içi oyunlar dediğimizde doğrudan anne-baba-çocuk üçlüsünü düşünmekten ziyade, aileyi daha geniş ölçekte ele almakta fayda var. Özellikle çocuğun yetiştiği evde anne ve baba dışında akrabalar da olduğunda (kardeşler, büyük anne – büyük baba, hala, teyze, amca, dayı gibi), aile içi iletişimde hem ebeveynlerin hem kardeşlerin hem de diğer akrabaların ne kadar aktif olduğunu ve süreçlere ne kadar dahil olduğunu düşünmekte fayda var.

İlk olarak anne ve babadan başlarsak, az önce de belirttiğim gibi ebeveynlerin çocuklarıyla yakın ve sıcak bir ilişki kurması en önemli noktalardan biri. Çocuk, ebeveynleri tarafından kabul gördüğünü fark ettiğinde ve ebeveynlerine güvendiğinde, oynadığı oyunlar dahil pek çok konuda anne-babasıyla iş birliği içinde olmaya özen gösterecektir. Bu da tabii ki, ebeveyn olarak çok daha rahat kontrol sağlayabileceğiniz anlamına geliyor. Burada bahsettiğimiz kontrolün her zaman için çocuğu sıkan, sıkıştıran ve rahatsız eden olumsuz bir anlamı olmadığını da ekleyelim. Kontrol uygun seviyede kullanıldığında çocuğu oldukça rahatlatan, öğretici ve hareket alanının sınırlarını çizerek güvenli bir alan yaratan bir süreci ifade ediyor.

Ailede birden fazla çocuk olduğunda, kardeşlerle kurulan iletişim ve kardeşlere konan kurallar da önemli bir hale geliyor. Aynı yaş grubundaki iki çocuğa mümkün olduğunca aynı kuralların konması ve uygulanması, eğer farklı kurallar konuyorsa bunun çocukların anlayabileceği bir şekilde açıklanması, kurallara uyumun sürdürülebilirliğini sağlıyor. Bu sayede ebeveynler, koydukları kuralları gözden geçirme fırsatı da yakalıyorlar aslında. Benzer yaşlardaki iki çocuğa birbirinden çok farklı kısıtlar ve kurallar konduğunun fark edilmesi, ebeveynlerin gereksiz katı davranışlarının veya kardeşler arasında kayırmacı tutumların önüne geçebilir.

Çocuğun yetiştiği evde ebeveynler dışında yetişkinler olduğunda, çocuğun birincil bakım vereninin kim olduğunun belli olması oldukça önemli. Bunun hem bütün aile üyeleri hem de çocuğun kendisi tarafından bilinmesi gerekiyor. Aile içindeki yetişkinler tabii ki çocuğun gelişimine katkıda bulunabilir, fakat ebeveynlerin koyduğu kurallar konusunda karar vermeleri, kuralların ve ebeveynlerin tutarlılığını azaltabilir. Bu nedenle çocukla ilgili kural koyucuların ve uygulayıcıların normal şartlarda anne-baba olması ve aynı evde yaşayan diğer aile bireylerinin de çocukla ilgili kurallara uyum göstermesi çocuğun uyumunu da kolaylaştırmaktadır.

YAVUZ SAMUR KİMDİR?

Doç.Dr.Yavuz Samur

Doç. Dr. Yavuz Samur, lisansını 2007 yılında Muğla Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümünde tamamladı. Yüksek lisansını da Muğla Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim’ de tamamladı. Fulbright bursu ile Virginia Polytechnic Institute and State Üniversitesi’nde Instructional Design and Technology bölümünde doktorasını tamamladıktan sonra ülkesine döndü ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünde çalışmaya başladı. Öğretim tasarımı, uzaktan eğitim, çoklu ortam tasarımı, eğitimde ve öğretimde teknoloji kullanımı ve entegrasyonu ve oyun temelli öğrenme üzerine çalışmalar yapmaktadır. Ortağı bulunduğu uğur games adında bir şirketi de var. Burada da çocuklar için eğitsel oyunlar yapıyor, tasarlıyor, geliştiriyor ve çocuklara uyguluyor ve sonuçlarına göre akademik çalışmalar yapıyor. Şu anda da Bahçeşehir üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi dekan yardımcılığı ve bilgisayar ve Öğretim teknolojileri eğitimi bölüm başkanlığı görevlerini yürütmektedir.Doç. Dr. Yavuz Samur, lisansını 2007 yılında Muğla Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümünde tamamladı. Yüksek lisansını da Muğla Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim’ de tamamladı. Fulbright bursu ile Virginia Polytechnic Institute and State Üniversitesi’nde Instructional Design and Technology bölümünde doktorasını tamamladıktan sonra ülkesine döndü ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünde çalışmaya başladı. Öğretim tasarımı, uzaktan eğitim, çoklu ortam tasarımı, eğitimde ve öğretimde teknoloji kullanımı ve entegrasyonu ve oyun temelli öğrenme üzerine çalışmalar yapmaktadır. Ortağı bulunduğu uğur games adında bir şirketi de var. Burada da çocuklar için eğitsel oyunlar yapıyor, tasarlıyor, geliştiriyor ve çocuklara uyguluyor ve sonuçlarına göre akademik çalışmalar yapıyor. Şu anda da Bahçeşehir üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi dekan yardımcılığı ve bilgisayar ve Öğretim teknolojileri eğitimi bölüm başkanlığı görevlerini yürütmektedir. 1 Yeni Bildiriminiz Var kitabının da yazarıdır.

SENA CÜRE ACER KİMDİR?

Dr.Öğr.Üyesi Sena Cüre Acer

Sena Cüre Acer, Lisans eğitimini 2011 yılında Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini 2014 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Klinik Psikoloji programında, doktora eğitimini ise 2020 yılında Hacettepe Üniversitesi Klinik Psikoloji programında tamamlamıştır. Çocuk, ergen, yetişkin ve ailelerle özellikle kaygı, duygu durum bozuklukları, kayıp ve yas üzerine çalışmış, ebeveyn danışmanlığı vermiş, ayrıca uluslararası kongrelerde sunumlar yapmıştır. 2012 yılından bu yana akademik çalışmalarını sürdürdüğü Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde Doktor Öğretim Üyesi olarak görev yapmakta, ayrıca 2020 yılından beri bölüm bünyesinde bulunan Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (PUAM) – Aile Çalışmaları Birimi’nin koordinatörlüğünü yürütmektedir.

Leave A Comment