Prof. Dr. Sultan Doğan ile Cinsel Eğitimin Dijital Medyadaki Yeri ve Çocuk Hakları ile İlişkisi

“Cinsel Eğitimin Dijital Medyadaki Yeri ve Çocuk Hakları ile İlişkisi” hakkında cinsel terapist ve eğitmeni Sayın Prof. Dr. Sultan Doğan’a ebeveynlerin akıllarına takılan potansiyel soruları sorduk.

Cinsel eğitimin okullarda verilmemesi sebebiyle, çocuklara bu eğitimi vermek çoğunlukla ebeveynlere düşüyor. Aileler bu konuyu konuşmaktan kaçındığı için çocuklar genellikle ilk bilgilerini internette arıyor. İnternette ise bu konuda yanlış, eksik veya saldırgan içeriklerin olması ebeveynleri çocuklarını dijital medyadan uzaklaştırmaya itiyor. Dolayısıyla cinsel eğitim ve dijital medya, ailelerin genel olarak çekindiği ve korktuğu iki konu olarak dikkat çekiyor. Bu doğrultuda “Cinsel Eğitimin Dijital Medyadaki Yeri ve Çocuk Hakları ile İlişkisi” hakkında cinsel terapist ve eğitmeni Sayın Prof. Dr. Sultan Doğan’a ebeveynlerin akıllarına takılan potansiyel soruları sorduk.

Çocuk hakları perspektifi nedir?

Prof. Dr. Sultan Doğan: Birleşmiş Milletler tarafından 1959 yılında kabul edilen Çocuk Hakları Bildirgesine göre her çocuğun, kendisinin ya da ailesinin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş ve başka bir statüsünden dolayı herhangi bir ayırım yapılmaksızın sahip olduğu haklar vardır. Buna göre çocuk özel olarak korunur; sağlıklı ve normal biçimde, özgür ve onurlu koşullarda bedensel, zihinsel, ahlaksal, manevî ve toplumsal olarak gelişebilmesi için çocuğa, yasalar ve başka yollarla, fırsatlar ve kolaylıklar sağlanır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda, her şeyden önce çocuğun yararı göz önüne alınır.

Çocuk hakları perspektifinden cinsel eğitime yönelik doğru medya içerikleri neden önemlidir?

Prof. Dr. Sultan Doğan: Birincisi, çocuğun sağlık içinde büyüme ve gelişme hakkı vardır ve bu hakkın gereği olarak çocuğa yaşına uygun cinsel eğitime yönelik doğru medya içerikleri sunulmalıdır. İkincisi çocuk her durumda ilk korunacaklar ve yardımdan yararlanacaklar arasındadır. Medyada çocuğun cinsel olarak sömürülmesi, zorbalığa maruz kalması mümkündür. Çocuğun her türlü ihmal, zulüm ve sömürüye karşı korunması gerektiğini de göz önüne alırsak doğru medya içerikleri ile çocuğun cinsel eğitimine katkı bulunmanın ve kendisini nasıl koruyacağı konusunda bilgilendirmenin önemi açıktır. Üçüncüsü, çocuk, her ne biçimde olursa olsun, ticaret konusu olamaz. Uygun bir minimum yaş sınırına ulaşmadan önce çalıştırılamaz; hiçbir durumda sağlığına ve eğitimine zarar verecek ve bedensel, zihinsel ya da ruhsal gelişmesine engel olacak bir işte çalıştırılamaz veya çalışmasına izin verilemez. Medyada çocuğun seks işçisi olarak kullanılma ve çocuk pornosu nesnesi olma ihtimali vardır. Çocuğun ruh ve beden sağlığını bozacak bu tür ihtimalleri önlemek için de doğru medya içeriklerine gereksinim vardır.

Cinsel eğitim nedir?

Prof. Dr. Sultan Doğan: “Cinsel eğitim” cinsellik ve cinsellikle ilişkili pek çok kavram hakkında nitelikli öğrenme ve öğretme eylemidir. Kişinin kendi cinsel sağlığını korumak için ve cinsel konularda kendisini, ilişkide olduğu kişileri ve toplumu değerlendirmek ve cinsel yaşantısına yön vermek için ihtiyaç duyacağı cinsel bilgi ve becerileri kazanması sürecidir.  Cinselliğin tarihi, kültürel, ahlaki, değerler sistemi ve inançlarla ilgili boyutları da incelenir. Cinsel eğitim evde, okulda, toplumsal örgütlenmelerde ve/veya çevrimiçi olarak yapılabilir.

Cinsel eğitim neden önemlidir?

Prof. Dr. Sultan Doğan: İnsan doğduğu günden ölümüne kadar cinselliği olan bir varlıktır. Dolayısıyla cinsellik hakkında bilgilenmenin veya cinsel eğitim almanın gerekliliği ve sürekliliği son derece açıktır.  Ancak cinsellikle ilgili bilinmesi gerekenler her yaşta aynı değildir. Örneğin, 70 yaşındaki bir bireyle, 12 yaşındaki bir erkek ya da kız çocuğunun gereksinim duyduğu cinsel bilgiler farklıdır.

Cinsel eğitimin erken yaşta verilmesi neden önemlidir?

Prof. Dr. Sultan Doğan: Bir önceki soruyu yanıtlarken belirttiğim gibi cinsellikle ilgili ihtiyaç duyulan bilgiler yaşa göre değişkenlik gösterir. Cinsel eğitim verme açısından en önemli yaş dilimi 0-6 yaş dönemidir. Bu yaşlarda bir erişkin gibi bağımsız ve aktif olarak, cinsel konuların çeşitli kaynaklardan araştırılıp öğrenilmesi söz konusu değildir. Öte yandan bu evrede edinilen cinsel bilgiler erişkin yaşa gelindiğinde cinsel tutum ve davranışların sağlıklı olması açısından belirleyicidir. Çocuğun cinsel açıdan kendini sömürü ve istismardan koruması da ancak iyi bir cinsel eğitim vermek ve onu bu açılardan korunaklı ortam sağlamakla mümkün olur. Henüz okul ve öğretmenler de çocuğun hayatına girmediğinden örgün eğitim olanaklarıyla cinsel eğitim de mümkün değildir. Sonuç olarak asıl eğitici konumunda olan ailedir ve anne-babalara büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.

Dijital medyanın cinsel eğitime olumlu ve olumsuz etkileri nelerdir? 

Prof. Dr. Sultan Doğan: Bu soruyu dijital medya yoluyla cinsel eğitim vermenin olumlu ve olumsuz yanları nelerdir diye anlıyorum. Buna göre, bilimsel verilerle uzmanlar tarafından hazırlanan ve içeriği yaş gruplarına uygun  şekillendirilen bir cinsel eğitim programının herhangi bir zararı veya olumsuzluğu olmayacağı kanaatindeyim. Eğitimin evde, kreşte, okulda, sivil toplum kuruluşlarında ve/veya dijital ortamda olması yani veriliş yolu değil de nasıl bir eğitim verildiğidir önemli olan.

Cinsel eğitim, cinsel birlikteliğe yönlendirir algısı doğru mudur?

Prof. Dr. Sultan Doğan: Bu soru uzun yıllar önce Batı ülkelerinde tartışılmıştır. ABD eğitim verilmesi yerine çocukların ve gençlerin cinsellikten uzak durması ilkesini benimsemiştir. Batı Avrupa’da ise cinsel sağlığın bir halk sağlığı sorunu olduğu ilkesi benimsenmiş ve cinsel eğitim vermeye önem gösterilmiştir. Sonrasında yapılan araştırmalar ABD’de ergen gebeliği sorununun ve gençlerde cinsel yolla bulaşan hastalık oranının arttığı saptanmıştır. Halbuki cinsel eğitime önem gösteren Avrupa ülkelerinde bu sorunlar azalmıştır. Cinsel eğitimin cinsel birlikteliği artıracağını destekleyen bilimsel bir veri yoktur. Tam tersine cinsel eğitim verilmiş genç ve çocukların riskli cinsel davranışlarda daha az bulunduğu ve daha sağlıklı bir cinsel tutum ve davranış geliştirdikleri bilinmektedir.

Cinsel eğitim içeriklerini kimler oluşturmalı? 

Prof. Dr. Sultan Doğan: Cinsel sağlık konusunda çalışan hekim ve diğer sağlık çalışanlarından, eğitimcilerden, hukukçulardan oluşan bağımsız bir uzmanlar kurulunun eğitim içeriğini oluşturması ideal olandır.

Cinsel eğitimin okullarda verilmemesinin zararları nelerdir? 

Prof. Dr. Sultan Doğan: Cinsel eğitim ve cinsel sağlığın bir halk sağlığı sorunu olduğu ve bu noktada sosyal devletin yükümlülüğünde gereğinin yapılması ilkesi benimsenmelidir. Çocuk ve gençlerin cinsel yolla bulaşan hastalıklardan, cinsel sömürü ve istismardan, riskli cinsel davranışlardan korunması ancak cinsel eğitim vermekle sağlanabilir. Bilinçsiz ve eğitimsiz genç ve çocuklar cinsel açıdan sömürülmek, istismara uğramak, cinsel yolla bulaşan hastalık kapmak, cinsel şiddete maruz kalmak ve çocuk yaşta gebelik ve ebeveyn olmak da dahil birçok riskli ve sağlıksız durum yaşayabilir.

Leave A Comment