V. Uluslararası Eğitim Forumu Dijital Çağda Çocukluk ve Ebeveynlik Paneli

Türk Eğitim Derneği’nin (TED) bağımsız bir düşünce kuruluşu TEDMEM 14 Mayıs 2022 tarihinde Ankara’da V. Uluslararası Eğitim Forumu’nu düzenledi. Teması “Dijital Obezite” olarak belirlenen forum kapsamında Dijital Obezite, Eğitim ve Dijitalleşme, Siyaset ve Dijitalleşme, Dijital Çağda Çocukluk ve Ebeveynlik ve İş Dünyası ve Dijitalleşme başlıklı paneller gerçekleşti.

Türk Eğitim Derneği’nin (TED) bağımsız bir düşünce kuruluşu TEDMEM 14 Mayıs 2022 tarihinde Ankara’da V. Uluslararası Eğitim Forumu’nu düzenledi. Teması “Dijital Obezite” olarak belirlenen forum kapsamında Dijital Obezite, Eğitim ve Dijitalleşme, Siyaset ve Dijitalleşme, Dijital Çağda Çocukluk ve Ebeveynlik ve İş Dünyası ve Dijitalleşme başlıklı paneller gerçekleşti.

Dijital Çağda Çocukluk ve Ebeveynlik Paneli

“Dijital Çağda Çocukluk ve Ebeveynlik” adlı paneldeki konuşmacılar sırasıyla; Prof. Dr. Ayşe Selçuk, Dr. Elizabeth Milovidov, Dr. Esra Ercan Bilgiç, Prof. Dr. Işıl Kabakçı Yurdakul, Sylvie Bollini’ydi. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölümü öğretim üyesi Dr. Esra Ercan Bilgiç paneldeki konuşmasına, Dijital Medya ve Çocuk projesinden bahsederek başladı. Bilgiç, yaptığı konuşmada çocukların medya ile ilişkisine dair ebeveynlerin çocuklarına rehberlik edebileceği konuların özellikle altını çizdi. ¨Ebeveynler dijital dünyada çocuklarına nasıl rehberlik edeceklerini bilemiyorlar¨ diyen Bilgiç, bu konuda kendisine çok sayıda soru geldiğini belirtti. Günümüz dijital evreninde tüm dünyadaki kullanıcıların üçte birini çocuklar oluşturuyor ancak internet çocuklar için tasarlanmış bir ortam değil.  Dijitalleşme, günümüzün kaçınılmaz süreçlerinden ve gereklerinden birisi diyen Bilgiç’e göre, bu konuda bütün sorumluluk ve çözümü ebeveynlerden beklememek gerekli.

Dijital medya ve çocuk ilişkisinin gazetelerde fazlasıyla “risk odaklı” sunulduğuna değinen Bilgiç, bunun kamuoyunda bir paniğe sebep olduğuna değindi. Bilgiç’e göre risk çerçevesinin genel olarak rasyonel bir değerlendirmeyle yapılmaması, genellikle bilimsel dayanağı olmayan, izlenimlere dayalı birtakım risklerden, ağırlıklı olarak da mental risklerden bahsediliyor olması ailelerin endişelerini körüklüyor ve dijital medyayı yasaklamaya itiyor. 

Bilgiç sözlerine Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne dair 25. genel yorumun 24 Mart 2021’de Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi tarafından kabul edildiğini hatırlatarak devam etti. Bu yorum, çocukların görüşlerini almanın önemini ve çocuğun yüksek yararıyla ticari çıkarı arasında bir tercih yapılması gerektiğinde önceliğin her koşulda çocuğun yüksek yararını korumak olması gerektiğini vurguluyor. Bilgiç bu çerçevede, çocukların potansiyel zararlardan korunmalarının yanında fırsatlardan yararlanmaları için çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. 

Esra Ercan Bilgiç son araştırmasının bulgularını aktarırken, gazetelerde daha çok anne-babayı suçlayıcı söylemler görüldüğüne, buna karşılık, hükümet, resmi kişi  kurumlar ya da teknoloji şirketlerine sorumluluk yükleyen haberlere neredeyse hiç rastlanmadığına dikkat çekti. Teknoloji şirketlerinin çocuklara yönelik tasarımlar yaparken hukuki ve etik düzenlemeler çerçevesinde hareket etmeleri için sorumluluğa davet edilmeleri gerektiğini vurgulayan Bilgiç, özellikle çocuklardan toplanan dijital verilerle ilgili dünyada süregiden tartışmaların Türkiye kamuoyunda da yer bulması gerektiğini söyledi.  Teknoloji şirketlerinin, çocuklara yönelik daha fazla reklam ve pazarlama amacıyla çocuk verilerini topladığı hali hazırda biliniyor. Bunun yanı sıra pandemi ile birlikte, eğitim amaçlı dijital teknolojilerin de giderek daha fazla kullanılması, bu teknolojiler aracılığıyla da çocuk verilerinin toplanmasını beraberinde getirdi.  Bu dijital verilerin kime yönlendirildiği ise bütün dünyada ciddi bir tartışmaya sebebiyet veriyor : 

“Teknoloji şirketleri bu verileri doğrudan sahipleniyor, peki buna hakları var mı: Eğitim amaçlı toplanan veriler satılabilir mi? Bunun önünde bir engel var mı? Bu verilerin sahibi kim; teknoloji şirketleri mi, okul mu, aile mi? Dolayısıyla bunların hepsi hukuki ve etik meseleler olup,  hem hükümetleri hem de teknoloji şirketlerini ilgilendiren tartışmalar olarak öne çıkıyor. Bütün dünyada bu tartışmalar sürüyor.”

Bilgiç konuşmasının devamında ayrıca, sahte haber ve enformasyon düzensizliğine değinirken bunların olası etkilerine karşı çocukların ve yetişkinlerin bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.  Bununla birlikte mahremiyet ve veri riskleri hakkındaki çalışmaların yetersizliğine dikkat çekti. 

Genel olarak medyada konunun yer alışının çocuk hakları perspektifiyle uyumlu olmadığını savunan Bilgiç, beraberinde şu açıklamalarda bulundu: ¨Çocukların perspektifi haberlerde hiç yer almıyor. Onlara dijital dünyada ne yaptıklarını soran yok. Ebeveyn perspektifi haberlerde yer almıyor, sadece suçlayıcı haberler yer alıyor.¨

Dr. Esra Ercan Bilgiç, konuşmasını bitirirken dijital dünyada risklerin olduğu gibi potansiyel olumlu etkilerin de olduğuna ve bunların göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Ebeveynlerin, çocukları bu gerçekliğe hazırlarken , hem çocukları ile hem de dijital dünya ile bağ kurarak hak temelli bir yaklaşım ile ebeveynlik yapmaları gerektiğini, yani ¨münasebettar ebeveyn¨ olmaları gerektiğini vurguladı. 

Kaynak:
https://www.ted.org.tr/

Leave A Comment