Uzman Psikolog Duygu Almaz İle Dijital Medyadaki Deprem Haberlerinin Çocuklara Etkisi

Ülkemizde 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli on ilimizi etkileyen deprem felaketinden en çok etkilenenlerin başında çocuklar geliyor. Çocuklar, bir ayı aşkın süredir gündemin deprem olması sebebiyle dijital medyadaki haberleri görüp duyabiliyorlar. Bu süreçte çocukların psikolojik açıdan yaralanmamaları için ebeveynlerin ve eğitimcilerin bilinçli davranmaları çok önemli. Bu doğrultuda, çocuk psikolojisi üzerine uzmanlaşmış ve aktif olarak anaokullarında eğitim veren Uzm. Psikolog Duygu Almaz’a merak edilenleri sorduk.

Ülkemizde 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli on ilimizi etkileyen deprem felaketinden en çok etkilenenlerin başında çocuklar geliyor. Çocuklar, bir ayı aşkın süredir gündemin deprem olması sebebiyle dijital medyadaki haberleri görüp duyabiliyorlar. Bu süreçte çocukların psikolojik açıdan yaralanmamaları için ebeveynlerin ve eğitimcilerin bilinçli davranmaları çok önemli. Bu doğrultuda, çocuk psikolojisi üzerine uzmanlaşmış ve aktif olarak anaokullarında eğitim veren Uzm. Psikolog Duygu Almaz’a merak edilenleri sorduk.

Eğitimci kimliğinizle cevap vermenizi istesem çalıştığınız anaokullarında çocuklar gördükleri haberlerden etkileniyor mu, depremle ilgili nasıl bir bilinçteler?

Uzm. Psk. Duygu Almaz: 6 Şubat tarihinden itibaren yaşadığımız süreçte çocuklar uzun bir süre okul ortamından ayrı zaman geçirdiler. Toplum genelinde aileler çocukların haber süreçlerindeki görüntülere ve sosyal medya içeriklerine maruz kalmamalarına son derece titiz yaklaştılar ki buna depremde yakınlarını kaybeden aileler de dahil. Bu süreçte yaş gruplarının farklılığı bizler için oldukça önemli.  2-4 yaş grubunda aileler gördükleri görüntülerde insanların ne yaptığını sorar iken, 4-6 yaş grubu aileleri “neden binalar yıkılmış, bu makineler ne işe yarıyor” gibi olayı anlamlandırmaya yönelik. Okula dönüş sağladıklarında sınıflarda oyun ve sohbet süreçlerinde paylaşım göstermediler. Eğitmenlerin de stres ve duygu yönetimleri üzerinde çalışmalar yaptık. Farklı okullardaki popülasyon ile de çalışan bir psikolog olarak genel ortalamaya bakacak olursak yaygın bir stres bozukluğu ve yüksek farkındalık yaşanmıyor. Farkındalık ve optimal düzeyde stres daha çok öğretmen ve okul personelinde gözlemleniyor.  Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak tüm ülke genelinde “misafir öğrenci” uygulaması kapsamında okulumuza deprem bölgelerinden gelen farklı yaş gruplarında çocuklar oldu.  1. dereceden depremden etkilenen çocukların farkındalığı oldukça yüksek. Yetişkinler gibi çocuklar da rutinlerindeki aksaklıklardan ve değişimlerden etkileniyor. Bu değişimde oryantasyon süreçlerinde yaşadıklarını sadece kendi öğretmenleri ile paylaşmayı tercih ettiler. 2 yaş grubunda çocuklar uyku ve hareketlilik açısından bilimsel olarak da kabul görebilecek derecede rutin değişimleri yaşadılar. Uykuya dalamama, ani sıçrama, ani duygu durum değişimleri, tepkilerde aşırıya kaçma davranışları gözlemleniyor. Bu durumlarda öğretmen ile fiziksel yakınlık, kendini güvende hissetme, kısa olumlamalar çalışılıyor. Çalışan ebeveynden ayrılma durumu, ebeveyninin ne zaman geleceğini sorma, eski oyuncakları ve yaşam alanını sorgulama, karşılaştırma daha sık gözlemlenirken 4-6 yaş grubunda deprem farkındalığını öğretmen ile sorgulama, ani sıkılma, tedirginlik ifadeleri ön plana çıkıyor. Yeni bir sürecin başlangıcın devamının nasıl geleceğini belirsizlikten kurtararak doğru ve net bilgi verme, duygularını ifade edebilmesini kolaylaştırma, kural ve sınırlarda esneklik tanıma, uyum sürecini zamana yayarak stres bozukluğunun önüne geçme çalışmaları etkili oluyor.

Deprem, çocuklara nasıl anlatılmalı?

Uzm. Psk. Duygu Almaz: Her eğitim kurumunun sivil savunma eylem planı ve buna bağlı olarak deprem tatbikatı her sene başı gerçekleşir. Buradaki amaç çocukların yaşanabilecek olan afet süreçlerinde reflekslerini ve kendilerini kontrol edebilme becerilerini pekiştiriyor. En çok dikkat edilmesi gereken nokta, çocukların yaş dönemine uygun anlatımlar ve oyun içerikleri hazırlamak. Her durumda olduğu gibi önce ebeveynin ve öğretmenin kaygı düzeylerini kontrol altında tutmaları öncelikli. Çocuk rehber yetişkinlerden model alarak davranış ve duygularını şekillendirir. Belirsizlikler çocuklarda korkuyla birlikte kaygıların artmasına neden olur. Kaygılanan çocuk kendilerini güvende hissetmez. Etkinliklerden geri çekilme, dikkat dağınıklığı, ani duygu değişimleri yaşayabilirler. Bu nedenle çocukların zihinlerinde oluşan ‘’Neden?’’ sorularına yaşlarına uygun cevaplar vermek ebeveynler açısından önem arz ediyor. Çocuklar çoğunlukla depremle ilgili çok spesifik sorular sormayabilirler, fakat onları dikkatle dinlediğinizde, aslında duymak istedikleri şeyin, güvende olup olmadıkları sorusunun cevabı olduğunu fark edebilirsiniz. Çocukların soru sormasına izin vermek önemlidir. 2-4 yaş döneminde daha çok “neden ağlıyorlar, yüzleri neden siyah, ne olmuş?” Gibi somut verilere dayalı sorular açığa çıkar. 4-6 yaş döneminde ise; “neden oldu, nasıl oldu, şimdi ne olacak?” Gibi sorular karşımıza çıkıyor. Çocuklara doğru, bilimsel ve net bilgiler verilmeli. Oyuna dayalı somut ve hikayesel anlatımlar kitap içerikleri ve kendilerini ifade ettikleri çizim becerilerini desteklemek gerekir. Lego ve ahşap oyuncaklar ile yapı oyunlarında fay hakkında bilgi, günlük yaşamda binaların nasıl yapıldığı, kaç katlı olduğu, yaşanılan çevrede alanların incelenmesi hakkında sohbet edilebilir.  Sözel iletişimde: “Tüm bu olanlar seni korkutmuş olabilir ama bizler annen ve baban olarak senin yanındayız ve bir tehlike anında seni koruyabilmek için hazır olacağız.” Diyerek ona duygularını anladığınızı gösterebilirsiniz. Bu süreçten etkilenen insanlar için yardım etmek konusunda sohbet edebilirsiniz. Değerler eğitimi kapsamında yardımlaşma ve duyarlılık öğelerinin gelişimi sağlanabilir. Yardım kuruluşlarına beraber giderek, seçtiğiniz yardım malzemelerini paketlemeniz bilinçli bireylerin çoğalması için bir fırsat olacaktır.

Depremden birinci dereceden etkilenen çocuklara yaklaşımımız nasıl olmalı?

Uzm. Psk. Duygu Almaz: Her zaman güvenlik alanında korunacaklarını, sevildiklerini ve sevileceklerini hissettirme duygusu çok önemlidir. Özellikle şehir-okul-çevre-yaşadıkları ev değişimleri süreçlerinde değişim sürecinde tüm sorular net, doğru ve kısa şekilde cevaplanmalı. Bu noktada yaş farkının hiçbir önemi yoktur. “Neden buraya geldik?  Burası yeni evimiz mi? Oyuncaklarıma ne zaman kavuşacağım? Burada ne kadar kalacağız? Arkadaşlarımı bir daha görebilecek miyim? Annem/Babam ne zaman gelecek?” Gibi sorular sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Cevabını bilmediğiniz sorulara bu sorunun cevabını bilmiyorum ama doğru bilgiye ulaşıp sana söyleyeceğimden emin olabilirsin yanıtını kullanmalıyız. Diğer soru örneklerinde ise “tatil için geldik, arkadaşların da tatile çıktı, baban geleceğini söyledi.” Gibi belirsizlikler oluşturan cevaplardan kaçınılmalıdır. “Doğal bir afet yaşadık. Şu anda daha güvende olmak için bu şehire/ binaya taşındık. Senin güvenliğini sağlamak için yanındayız. Oyuncaklarının benzerlerini senin ile seçerek tekrar alabiliriz. Arkadaşların da ailesi ile birlikte yeni evlerinde oturuyorlar. Uygun olduklarında onlar ile telefonda görüşebiliriz. Burada çok seveceğini, mutlu olacağını düşündüğüm yeni arkadaşlıklar kuracaksın. Birbirinden farklı oyunlar/bilgiler öğrenerek benim ile paylaşmanın heyecanını yaşıyorum.” Olumlamalar ve duygusal yükünü azaltmayı hedefleyen cümleler ile cevap verilmeli. Ebeveynini/yakınlarını kaybetmiş çocuklar ile konuşurken yakınlarından yanında olmalarını rica edin. Kişinin artık hayatta olmadığını o kişiyi özleyeceğimizi, onun ile biriktirilen anıları tekrar tekrar konuşabileceğinizi, fotoğraflara bakarak hep hatırlayabileceğini ifade edin. Acı çekmediği konusunda konuşun. Duygularını dikkat ve önyargısız izleyin, dinleyin. Aynı soruları tekrar tekrar sormalarına izin verin. “Rahmetli, merhum, mevta” gibi kelimeleri kullanmayın. Yapmak istemedikleri şeylerde onları zorlamayın. Ölümün ceza olmadığını /kendilerini suçlu hissetmemeleri konusunda konuşun. Bu süreçte çocukların gelişim dönemlerinde gerileme/ psikolojik denge bozuklukları çıkacağını unutmayın. Şok evresinde (kayıp yaşamayan çocuklar da dahil olmak üzere) rutinlerde değişim olmasa da ilk 6 ay yaşanan travmatik süreçte oldukça önemlidir. Deprem sürecini 1. dereceden yaşamamış ancak maruz kalmış çocuklarda ve yetişkinlerde ortaya çıkabilecek stres faktörlerinde “ruhsal iyilik halinin” devam etmesi gerekiyor. Bu nedenle ebeveyn ve çocuk ile yaşayan tüm yetişkinlerin kendi içsel motivasyon ve psikolojik dengesini optimal düzeyde tutması çocuğun ruhsal sağlığı açısından son derece önemli.

Ebeveynler, çocukları depremle ilgili haberler ve sosyal mecralardaki paylaşımlardan tamamen uzak mı tutmalı?

Uzm. Psk. Duygu Almaz: Sosyal mecralar ve dijital platformlar, gerçek ve doğru bilgiye ulaşabilme, süreçlerden haberdar olma açısından son derece önemli. Yaşadığımız coğrafyada deprem bilincine sahip olsak da depremlerin aralıklı ve a-periyodik oluşu bu tür doğal afetlere karşı adaptasyonumuzu düşük seviyede tutuyor. Çocuklar sizin felaket karşısında gösterdiğiniz tepkilerin benzerlerini gözlemleme yoluyla dışarıya aktarırlar. Büyük ve geniş çaplı, çaresizlik hissiyatına sahip görüntü, video ve haberlerden çocukları mümkün olduğu sürece uzak tutmak gerekir. Anlamlandıramama, işitsel ya da görsel uyaran hassasiyetini ortaya çıkarabilecek tüm platformlara ebeveynler tarafında kısıtlama getirilmelidir. Her görüntü ve ses her yaşa uygun değildir. Ölüm, güvenlik ve kaybetme kaygısı tetiklenebilir. Çocukların yetişkinler gibi düşünemedikleri ve bakış açılarını, duygusal gelişimlerini bu noktada tamamlayamadıklarını unutmayın. Ekran kullanımını azaltır iken iletişimi arttıracak, duygusal gelişimi destekleyen oyun, drama, kitap gibi etkinlikleri gerçekleştirebilirsiniz. Çocuklar dijital ortamda rahatsız edici bir durumla karşılaştıklarında bunu ailesi ya da güvendiği bir yetişkin ile paylaşması gerektiği konusunda bilgilendirilmeli. Çocukların aktif olarak kullandığı siteler, uygulama ve oyunlar bilinmeli. Çocuklarla iletişim halinde olunmalı, onlardaki olumsuz yöndeki değişimler izlenmeli ve gerekli müdahale yapılmalı. Çocukların kullandığı cihazlarda ve sosyal medya hesaplarında güvenlik ve gizlilik ayarlarına dikkat edilmeli. Lisanslı antivirüs programları kullanılmalı. Dijital ortamlardaki zararlı içeriklerin önüne geçebilmek adına çocukların kullandığı bütün elektronik aletlerde (tablet, telefon, bilgisayar, vb.) güvenli internet hizmeti kapsamında sunulan Çocuk Profili/Aile Profili kullanılabilir. Yetişkinler ve ebeveynler olarak duygusal tepkilerimizde aşırıya kaçmamalı, çocuklar ağlama ya da üzüntü sürecine şahit olduklarında durumu geçiştirmemeli, duygulandığınızı ve ağlamanın sizi rahatlattığını çocuklara söyleyebilirsiniz. Duygularınızı çocukların yanında yaşayabilmeniz, çocukların da duygusal ifade becerilerini güçlendirecek cesareti onlara verecek, ağlama, üzüntü gibi durumların bastırılmaması gerektiğini ruhsal iyilik hali açısından destekleyecektir. Bastırdığınız tüm duyguların çocukların farklı sorularında sizleri zorlayabilir istemsiz tepkilerinize yer açabilir. Ebeveynler açısından görüntü ve videoları kısıtlamak yetişkinleri de olumlu etkiliyor. Bu süreçte toplumsal ve bireysel olarak inanç değerlerinde değişim, değer yargıları ve hayatın amacı gibi konularda farklı düşünceler, geleceğe dair planların değişmesi gibi birçok farklı süreç görülebilir, bunun normal olduğunu unutmayın.

Dijital platformlarda depremden etkilenen çocuklar için eğitimcilere ve ebeveynlere önerebileceğiniz bilinçlendirici içerikler var mı?

Uzm. Psk. Duygu Almaz:Moli Sallanıyor” ve”Karınca Yuvası” dijital medyada yer alan hikayelerden olup Uzman Psikologlar eşliğinde hazırlanmış “Büyük Fırtına”, Türk Kızılay Derneği tarafından hazırlanan Youtube videoları ve ısınma-kaynaşma eğitimini destekleyen drama oyunları çocuklar için etkili oluyor. Aynı zamanda “DSÖ-DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜRÜ- STRESLİ ANLARDA NE YAPMALI” resimli rehberi yetişkinlerin stres ve öfke yönetimi, kendini teskin etme ve problem çözme becerilerinin anlatıldığı dijital mecralarda PDF şeklinde yer alan bir rehber kitap. Unicef, Afad kuruluşlarının kendilerine ait görsel ve sözel kaynaklarına da sosyal platformlardan ulaşabilirsiniz. Ayrıca saha çalışanları, psikologlar için Türk Psikologlar Derneği’nin ve Afad’ın eğitim videoları ve rehber kitapçıkları da bulunuyor.

Leave A Comment