Sosyal Medyanın Yarattığı Güzellik Algısı Ergenlik Çağındaki Kız Çocuklarını Etkiliyor Mu?

Günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sosyal medya platformları, birçok fayda sunmanın yanı sıra bazı zorluklara da yol açabiliyor. Özellikle, sosyal medyanın yarattığı güzellik algısı, ergenlik çağındaki kızlar üzerindeki olumsuz etkileriyle dikkat çekiyor. Ergenlik dönemi, bireyin kendi benliğini keşfetmeye çalıştığı bir evre. Bu dönemde, gençler için sosyal ortama uyum sağlamak önemli bir konu olabilir.

Günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sosyal medya platformları, birçok fayda sunmanın yanı sıra bazı zorluklara da yol açabiliyor. Özellikle, sosyal medyanın yarattığı güzellik algısı, ergenlik çağındaki kızlar üzerindeki olumsuz etkileriyle dikkat çekiyor. Ergenlik dönemi, bireyin kendi benliğini keşfetmeye çalıştığı bir evre. Bu dönemde, gençler için sosyal ortama uyum sağlamak önemli bir konu olabilir. Aile, arkadaşlar ve sosyal medya bu süreçte rol oynuyor. Özellikle sosyal medyada popüler olan fenomenler, ünlüler ve modeller, ergenlik çağındaki kızlar için rol model haline geliyor. Bu kişilerin sahip oldukları görünüm, tarz ve yaşam biçimi, gençlerin güzellik algısını şekillendirebiliyor.

Dijital Medya ve Çocuk olarak bu konu hakkında Uzman Klinik Psikolog İrem Erdoğan ile konuştuk. Kendisi, ‘’Sosyal medyanın faydaları kadar oluşturduğu dış görünüşü kıyaslama ve rekabet ortamının toksikliği de su götürmez bir gerçek. Bu gerçekdışı güzellik standartları da maalesef en çok ergenlik çağındaki kız çocuklarını etkiliyor. Çarpık beden algısı, özgüven derecesi ve benlik saygısı ile sosyal medyada harcanan süre arasında da anlamlı bağlantılar bulunmakta. Araştırmalara göre sosyal medya platformlarındaki güzellik algısına katkı sağlayan paylaşımlara maruz kalmak, genç ve ergen kızlarda vücut dismorfisi ve yeme bozuklukları gibi zihinsel sağlık sorunlarına yol açabiliyor. “Neden onun gibi görünmüyorum?” düşüncesine ortam hazırlayan sosyal medya, aynı zamanda ergenlerin özgüvenini de baltalıyor. Bu konuda özellikle ergenlik dönemindeki kız çocuklarının aile ve öğretmenlerine, artı olarak sosyal medyada büyük platform sahibi olan kişi ve kurumlara önemli sorumluluk düşüyor.’’ diyor.

(Görseller https://leonardo.ai/ aracılığı ile yaratılmıştır)

Bu durum, konuğumuzun da söylediği gibi genç kızların ruh sağlığını olumsuz etkileyebilirken, ‘’yapılan araştırma sonuçlarına göre, 10-15 yaş arasındaki kızların yüzde 80’i, sosyal medyada filtre kullanarak görünümlerini en az bir kez değiştirdiklerini söylüyor. Yüzde 69’u, sosyal medyada fotoğrafını paylaşmadan önce filtre veya uygulama kullanarak dış görünümünü değiştiriyor. Her 5 kızdan 1’i, yalnızca fotoğrafları üzerinde oynadığında kendi görünümünü beğeniyor.” (Unilever, 2021)

Dolayısıyla, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisi, özellikle ergenlik çağındaki kızlar için önemli bir konu haline geliyor. Ancak sosyal medyada sunulan güzellik algısı, çoğu zaman gerçek dışı bir görüntü sunuyor. Güzellik sektörünün yarattığı ve dayattığı vücut tipine sahip olabilmek için yapılan bazı estetik işlemler ve fotoğraf düzenlemeleri, sosyal medyada paylaşılan görüntüleri daha yapay gösterebiliyor.

Bu tarz görüntülerin beğeni ve yorum alması da ergenlik çağındaki kızların bu güzellik algısını benimsemesine ve kendi bedenleriyle karşılaştırmasına yol açabiliyor. Bu durum, özsaygı ve özgüven sorunlarına yol açabildiği gibi bazı durumlarda psikolojik sorunlara ve vücut imajıyla ilgili bozukluklara da ön ayak olabiliyor.

Dijital Medya ve Çocuk olarak bu konu hakkında aynı zamanda Araştırma Görevlisi & Psikolog Janset Özdemir’den de görüşlerini aldık. Kendisi ‘’Dijital platformlar üzerinden pekişen beden imajı ve normatif güzellik standartları, ergenlik çağındaki gençlerin bedenlerindeki değişimleri özümsemesini zorlayıcı bir süreç haline getirebilir. Etki alanında gençleri, çocukları da kapsayan güzellik endüstrisi; bazı işlevsiz düşünce ve örüntülerin kalıplaşmasına yol açabiliyor. Genç bireyler sosyal öğrenme süreçlerini sıklıkla deneyimlediği bir dönemden geçerken; filtreler, kamera hileleri, programlar, estetik operasyonlar gibi etmenlerle desteklenen “kusursuz” ya da “uygun” olarak kararlaştırılmış beden idealleri ile karşı karşıya kalıyor. Bu durum, yeme davranışlarında değişim, duygu-durum rahatsızlıkları gibi psikolojik problemlere sebebiyet verebilirken; akran zorbalığı gibi şiddet eylemleri ile de bireylerin iyi olma haline zarar verebiliyor. Ulaşılması zor, gerçeklikten uzak ve sürekli değişen standartlar, ona ulaşma baskısına sürüklenen gençleri de güzellik odaklı tüketime erken yaşlardan itibaren itebiliyor.’’

Ayrıca konuğumuzla genç kızların daha fazla etkilenmesi hakkında da öneri aldık. Psk. Janset Özdemir: ‘’Belirli siyasi, sosyal ya da ekonomik etkenlerle süre gelen yaygın cinsiyet eşitsizliğinin, sistematik olarak her platforma kendini uyarlayarak, kız çocukları üzerinde hali hazırda bulunan baskıyı yansıttığını, derinleştirdiğini düşünüyorum. Başta yasa koyucular olmak üzere, sivil toplumun, bakım verenler ve eğitimcilerin kız çocuklarını internetin faydalarından uzak bırakmayacak köklü çözümler geliştirme sorumluluğunda olduğuna inanıyorum. Kız çocuklarının siber ortamda vakit geçirebilmelerini, kendilerini ifade edebilecekleri ve geliştirebilecekleri dijital alanları hak temelli yaklaşımlarla desteklemeliyiz. Sosyal medya platformlarını gençler ile birlikte hareket ederek, ihtiyaç ve önerilerini dikkate alarak; en önemlisi de onları dinleyerek ve destekleyerek, güvenli hale getirmek için çabalamalıyız. ‘’ diyor.

(Görsel https://leonardo.ai/ aracılığı ile yaratılmıştır)

Sosyal medyanın yarattığı güzellik algısı konusunda gençlerin medya okuryazarlığı kazanmasını sağlayabilmek, sağlıklı vücut imajı ve özsaygı konusunda onlara destek olabilmenin de önemli olduğunu düşünüyorum. Gençlerin, gerçeklikle çelişen güzellik standartlarına maruz kaldıklarında, bunların yalnızca birer idealize edilmiş imaj olduğunu anlamaları ve kendilerini bu standartlarla kıyaslamak yerine kendi benliklerini sevmeyi öğrenmeleri önemlidir. Ebeveynler, eğitimciler ve toplum olarak, çocuklara “farklılık bir eksiklik değildir, aksine zenginlik ve değer taşır” anlayışını benimsetebiliriz.

Konuklarımızın ve araştırmaların katkıları ışığında aileler, ergenlik çağındaki kızlarına sosyal medyayı doğru ve sağlıklı bir şekilde kullanmayı öğretebilir, onların gerçek güzelliklerini fark etmelerine yardımcı olabilir ve onlara sevgi, destek ve güven verebilir.

Eğitimciler, ergenlik çağındaki kızlara sosyal medyanın yarattığı güzellik algısının gerçek dışı olduğunu anlatabilir, onlara medya okuryazarlığı kazandırabilir ve onların kişisel gelişimlerine katkı sağlayabilir. Toplum ise, sosyal medyada sunulan güzellik algısına karşı eleştirel bir bakış açısı geliştirebilir, ergenlik çağındaki kızların çeşitliliğini ve farklılığını kabul edebilir ve onlara saygılı davranabilir.

Kaynaklar

Unilever Türkiye. (2021). Sosyal medyada güzellik baskısı 10-17 yaşlarında başlıyor. Erişim Adresi: https://www.unilever.com.tr/news/2021/sosyal-medyada-guzellik-basks-1017-yaslarda-baslyor/

Leave A Comment