5 Adımda Dijital Medya ve Pornografi: Çocukları Saldırgan Çevrimiçi Cinsel İçeriklerinden Korumak İçin Ebeveynlere Öneriler

Ebeveynlerin çocukların dijital medya kullanımı konusundaki en temel çekincelerinden biri; ‘çocukların internet kullanımı sırasında karşılaşabileceği potansiyel saldırgan ve pornografik içerikler’. UNICEF’e göre: “Çocuklar, pornografiye maruz kalmadan zarar görmeden dijital ortama erişebilmeli ve güvenli bir şekilde etkileşim kurabilmelidir.

Ebeveynlerin çocukların dijital medya kullanımı konusundaki en temel çekincelerinden biri; ‘çocukların internet kullanımı sırasında karşılaşabileceği potansiyel saldırgan ve pornografik içerikler’. UNICEF’e göre: “Çocuklar, pornografiye maruz kalmadan zarar görmeden dijital ortama erişebilmeli ve güvenli bir şekilde etkileşim kurabilmelidir. Çocukların zararlı içerikten korunmasının, çocukların Sözleşme kapsamında sahip oldukları diğer hakları haksız yere etkilememesi de önemlidir.” Dijital Medya ve Çocuk Ailesi olarak, çocukların faydalı dijital medya araçlarına ulaşım haklarını muhafaza ederken aynı zamanda da onları korumak adına alınabilecek bazı önlemleri bu yazıda derlemek istedik.

1-Son dönemlerde dijital medya platformlarında artan saldırgan pornografik içerikler

Pornografi, tüketiciyi cinsel olarak uyarılmayı amaçlayan profesyonel olarak üretilmiş veya tüketici tarafından oluşturulmuş resimler veya videolar olarak tanımlanabilir (Peter & Valkenburg, 2016). İlk kökenlerine antik çağlardaki sanat eserlerine kadar sürebildiğimiz pornografi, değişen ve dijitalleşen dünya beraberinde zaman içinde değişime uğradı. Dijital medya teknolojilerinden önce; dergiler, kitaplar ve kasetler gibi medya araçları aracılığıyla izlenen pornografiye günümüzde yaygın olarak internetten erişiliyor. Kitlelere ulaşmakta eşi benzeri görülmemiş bir ulaşım aracı olup, hız ve maliyet kolaylığı sağlayan dijital medya organlarının giderek yaygınlaşması, içerisinde bulundurduğu pornografik ve saldırgan içeriklerin de artış hızını ilerletiyor. Yani internetin, pornografiyi de değiştirdiğini söyleyebilmek mümkün (Hornor, 2020).  Gasso & Bruch-Granados (2021)’in de raporlarında bahsettiği gibi, doğrudan ve otonom internet erişimine sahip yeni akıllı cihazların geliştirilmesi, pornografi dahil her türlü içeriği sınırsız ve anında erişilebilir kıldı. Ancak yeni teknolojik cihazların devreye girmesiyle ortaya çıkan günümüzdeki pornografiyi, “eski pornografi” den ayıran, farklı ve kendine özgü içsel özellikleri de bulundurmasıdır (Gasso & Bruch-Granados 2021). Bunlardan bir tanesi içeriğin çeşitli, değişken ve sınırsız olması. İnternetteki bu sınırsız ve çoğu zaman filtresiz içeriklerin arasında zaman zaman yasa dışı, şiddet içerikli, rıza dışı veya tehlikeli eylemlere teşvik edici içeriklere rastlamak da mümkün olabiliyor. Ayrıca çevrimiçi pornografi, İnternet bağlantısı olan hemen hemen her yerden erişilebilir ve haftada 7 gün, günde 24 saat kullanılabilir (Hornor, 2020). 

2- Çocukların dijital medya kullanımı sırasında karşılaştığı pornografik ve saldırgan içerikler

Ailelerin, çocuklarının; eğitimini, sosyalleşmesini ve oyun oynamasını desteklemek amacıyla mobil cihazlar, sosyal medya ve internet siteleri gibi dijital medya çözümlerine fazlasıyla yönelmesinde COVID-19 pandemisinin rolü de oldukça büyük. Bu dijital çözümler çocuk haklarının sürdürülebilirliği ve korunması açasından büyük imkanlar sağlasa da uygunsuz bir şekilde kullanıldığında, yine bu aynı araçlar çocukların çevrimiçi risklere maruz kalma ihtimallerini arttırabiliyor (UNICEF et al., 2020). Bu dijital tehlikelerden en yaygın olanlardan biri ise, ebeveynlerin sıklıkla endişe duyduğu çevrimiçi pornografik içerikler. Çevrimiçi pornografi, yalnızca porno sitelerini ve cinsel birleşme içerikli gönderileri kapsamıyor. Çevrimiçi pornografi konusu dahilinde; cinsel istismar, cinsel siber zorbalık, akran baskısı, uygunsuz fotoğraf paylaşımı gibi pek çok tehdit unsuru ile ilişkilendirilmekte. Ve hatta çocuklar; akranlar arası çevrimiçi tacizi, çok yaygın olması sebebiyle, günlük hayatın bir parçası olarak kabul etmeye başladıklarını ve tacizlerin yetişkinler tarafından genellikle ciddiye alınmadığını düşündüklerini aktarıyor (Children’s Commissioner, 2021). Aynı zamanda, artan çevrimiçi etkinlik; çocukları yaşlarına uygun olmayan, şiddet içeren, kadın düşmanı, zenofobik* ve homofobik** içerikler de dahil olmak üzere potansiyel olarak zararlı, siyasi veya ideolojik şiddet barındıran, intihara ve kendine zarar vermeye teşvik edici gönderilere de maruz bırakabiliyor (UNICEF et al., 2020).  International Telecommunication Uninon (2020)’nin raporunda ankete katılan çocukların ve gençlerin çoğunluğu, çevrimiçi pornografik ve saldırgan içeriğe maruz kaldıklarını belirtti. Rapor için röportaj veren çocuklardan bir tanesi; “Bir adam bana pornografik içerikli fotoğraflar gönderdiğinde gerçekten çok üzüldüm.” diye belirtirken, bir diğeri ise; “Bir keresinde bir yabancının bana cinsel bir aktiviteye girmenin bedelini kastederek ‘fiyatın nedir’ diye sorduğuna şahit oldum.” diye ekliyor. Hornor (2020)’ye göre ise, çocuk ve ergenlerin pornografiye maruz kalma süreci, kasıtlı veya kasıtsız olarak gerçekleşebilir. Kasıtlı pornografiye maruz kalma; niyetli ve amaçlıdır, ayrıca genellikle materyal için aktif bir çevrimiçi arama gerçekleştirmeyi de kapsayabilir. Kasıtsız çevrimiçi pornografi izlemenin kasıtlı pornografi izlemeye ne ölçüde katkıda bulunduğu ise tam olarak açık değildir (Hornor, 2020). Çocuk veya gençlerin çevrimiçi pornografiyi genellikle gizli ve anonim olarak algılaması, onları geleneksel medya aracılığıyla arayamayacakları materyalleri aramaya teşvik edebiliyor (Hornor, 2020). Bu durum özellikle çocukların pornografi izlemesi hususunda bir artış yaratabiliyor.

* Zenofobi: Bireyin, yabancılardan veya herhangi bir özelliği ile kendisinden farklı olan insanlardan korkmasına ve nefret etmesine denir. Homofobi, ırkçılık gibi kavramlarla bağlantılı olduğu düşünülmektedir.

** Homofobi: Eşcinsellere veya eşcinselliğe karşı duyulan nefret, önyargı, hoşnutsuzluk, korku veya ayrımcılıktır.

3-Çocukların erken yaşta pornografik içeriklere maruz kalmasının zararlı etkileri

Cinselliğin gelişimi ergenlik döneminde oturmaya başlayan önemli bir biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimdir (Kar et al., 2015). Ergenlik, genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkan cinsellik gelişiminin önemli bir dönüm noktasıdır. Ergenlerde meydana gelen sayısız değişiklik, onları fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da olumsuz sonuçlar doğurabilecek streslerin altına sokar. Ergen cinselliğini anlamak, önemli klinik, yasal, sosyal, kültürel ve eğitimsel sonuçlara sahiptir (Kar et al., 2015). Dolayısıyla bu gelişim sırasında cinsellikle ilgili yanlış içeriklere maruz kalmanın çocuk ve ergenler üzerinde birtakım stresler oluşturabilir. Gasso & Bruch-Granados (2021)’in 30 farklı önemli akademik kaynağın bulgularını kullanarak yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre; çocukların pornografik içeriklerle ilk kontağı 8 yaş civarlarında başlıyor ve erken yaşta çevrimiçi pornoya maruz kalmak:

-Cinselliğin ritüelleştirilmesi,

-Şiddet içeren cinsel uygulamalarda artış,

-Riskli cinsel uygulamalar (örn; korunmasız cinsel ilişki),

-Cinsel içerikli mesajlaşmalarda (sexting) artış,

-Porno ve seks bağımlılığı,

-Cinsel gelişim, işlevsellik, tutum ve davranışlar üzerinde olumsuz etkiler,

-Zorlayıcı ve rıza dışı cinsel davranışlar,

-Çevrimiçi çocuk pornografisinin oluşturulması ve dağıtımında artış,

-Gerçek hayatı yansıtmayan olmayan cinsel inançları ve cinsellik algısı,

-Kadınların cinsel olarak objeleştirilmesi,

-Röntgencilik faaliyetlerinde artış,

-Akranlar arası cinsel zorbalık ve istismar,

-Ergenler arasında beden imajı ideallerinin içselleştirilmesi,

-Uyuşturucu kullanımı ve depresyon,

-Cinsel saldırı ve istismarda artış gibi problemlerle ilişkilendirilebiliyor.

Bütün bunlara ek olarak, Peter & Valkenburg (2016) pornografi kullanımını, daha serbest cinsel tutumlarla ilişkilendiriyor ve araştırmalarında pornografinin daha güçlü toplumsal cinsiyet kalıplarına dayalı cinsel inançlarla bağlantılı olduğunu da vurguluyor.

4-Çocukları online pornografi ve cinsellik ile ilgili bilgilendirme ve koruma yolları

Unicef et al. (2020)’ye göre; hükümetler, şirketler, okullar ve aileler çocukların çevrimiçi deneyimlerini güvenli ve olumlu kılmak için beraber çalışmalı ve çocuklar ayrıca nasıl yardım ve destek arayacakları konusunda bilgilendirilmelidir. Devlet ve sosyal hizmet sağlayıcıları, çocukların seslerini dahil etmeli ve çocukları onları etkileyen politika oluşturma işine aktif olarak dahil etmeli. Ebeveynler ve bakıcılar, çocukların özellikle COVID-19 çağında öğrenme, sosyalleşme ve oyun oynama için hayati önem taşıyan çevrimiçi kaynaklara erişmelerine onları kısıtlamadan yardımcı olabilir. Ancak aynı zamanda, ebeveynlerin ve bakıcıların çocuklar için çevrimiçi risklere karşı uyanık olmaları gerekir. İnternetin nasıl, ne zaman ve nerede kullanılabileceğine dair kuralları çocuklarıyla birlikte belirleyebilirler. Ayrıca, çevrimiçi zaman ve diğer aktiviteler arasında sağlıklı bir denge kurmak için sınırlar da belirlenebilir. UNICEF, çocukların çevrimiçi etkinlikleriyle bağlantılı olarak ortaya çıkabilecek sıkıntı belirtilerine karşı tetikte olmayı da şiddetle öneriyor. Örneğin, bir çocuk siber zorbalık yaşıyorsa, cihazını az veya çok sık kullanma, depresyona girme gibi bariz uyarı işaretleri verebilir (UNICEF et al., 2020). Özellikle geçmişte siber cinsel zorbalık veya akran istismarı ile karşılaşmış olan çocuklar, ebeveynlerinden daha çok ve sık destek beklediği de göz ardı edilmemeli (Children’s Commissioner, 2021).

Kısacası, çocukların zararlı pornografik içerikten korunması adına alınabilecek en büyük önlem sağlıklı iletişim olarak özetlenebilir. Özellikle ebeveynlerin çocuklarına küçük yaşlardan itibaren cinsel eğitim vermesi, cinsellik ile ilgili konuşmaya başlaması bu durumların önlenmesi adına alınabilecek önlemlerin başında geliyor. Cinsellik ile ilgili konuşmak zaman zaman aileler için zor olsa da onlara yön verebilecek bazı güvenilir kaynaklar mevcut. Raporda sıkça referans verdiğimiz İngiltere Çocuk Komisyonu hazırladığı rehber ile, yetişkinlere çevrimiçi cinsel taciz ve zorbalık konusunu nasıl ele alacaklarına dair ipuçları veren gençlerin tavsiyelerini aktarıyor. Çocukluk deneyimlerinden yola çıkan gençler, geçmişte ebeveynlerinin hangi tutumlarının onlara yardımcı olduğunu ve hangi tutumlarının yardımcı olmadığını ebeveynlerle paylaşıyor. Gençlerin: “Keşke zamanında ebeveynlerim bunları biliyor olsaydı” dediği önerilerin özeti:

  1. Kriz anının gelmesini beklemeyin. Çocuklarınızı dijital medyayla buluşturmadan önce bu konuları onlarla konuşmaya başlayın.
  2. Çocuklarınızla yaşlarına uygun bir dilde konuşmayı sistematik olarak sürdürün.
  3. Çocuklarınızı ani ve büyük konuşmalarla korkutmayın, gündelik hayatın içinde sıradan anlarda konuşmaya çalışın.
  4. Çocuğunuzun hislerini her zaman ilk planda tutun. Onları dinlemeden ya da anlamadan cezalandırmayın.
  5. Bu tarz problemler mevcut değilmiş, sizin çocuğunuzun başına gelmezmiş gibi davranmayın.
  6. Dijital platformlarda çocuğunuzu gözetimsiz bırakmayın; ebeveynlere tavsiye edilen filtreleme ve monitörleme araçlarına başvurun (Children’s Commissioner, 2021). Raporun bütün haline bu linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.childrenscommissioner.gov.uk/wp-content/uploads/2021/12/cco_talking_to_your_child_about_online_sexual_harassment_a-guide_for_parents_dec_2021.pdf

5- Çocukları online pornografik içerikten korumak için ebeveynlerin alabileceği teknik önemler

International Telecommunication Uninon (2020)’ye göre ebeveynlerin, çocukların ve gençlerin teknolojiden güvenle yararlanabilmeleri için onları desteklemeleri gerekmektedir, ayrıca dengeli bir yaklaşıma sahip olmalı ve internetin sağlayabileceği çok çeşitli faydaları kabul etmelidirler. Bununla birlikte çocuklara kurulacak etkili iletişim, internette onları korumanın tek çözüm yolu değil; aynı zamanda dijital medya cihazlarında alınabilecek bazı teknik önlemler mevcut. Bu önlemler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Evinizin genel wi-fi bağlantısını güvenli paket olarak seçmek ve çocukların erişebileceği internet tarayıcılarının güvenli modunu açmak. Tarayıcının güvenli modda olduğundan periyodik kontrollerle emin olmak.
  2. Dijital medya cihazlarının güvenlik ayarlarını uygun şekilde düzenledikten sonra Netflix gibi online platformların “çocuk kullanıcı” özelliğini kullanarak çocukları yalnızca yaşlarına uygun içerikleri kapsayan görsel yayınlarla buluşturmak.
  3. İnternet tarayıcılarının ebeveyn filtresi özelliğini aktifleştirmek. Ek olarak, sosyal medya platformlarının filtreleme özelliğini kullanarak pornografik kelimeleri engellemek.
  4. Özellikle küçük yaş gruplarındaki çocukların dijital medya kullanımı esnasında ekranı manuel olarak monitörlemek, ya da uygun bir monitörleme uygulaması indirerek portatif bir izlem alanı oluşturmak.
  5. Çocuklarının cihazlarının en son yazılım güncellemelerine ve virüsten koruma programlarına sahip olduğundan emin olmalı ve bu programların gizlilik ayarlarının ‘yüksek’ olarak ayarlanması sağlamak.
  6. Çocuğunuzun tanımadığı kişilerle konuşmasını engellemek için oyunlardaki sohbet işlevlerini kapatmak.
  7. Çocukların oynadıkları oyunları, yaşlarına göre kısıtlamak.
  8. Bilgisayar kameralarının üzerini kullanılmalarının gerekmediği anlarda örtmek.

Bu öneriler; UNICEF, WHO ve NSCCP’nin ailelere önerdiği önlemler baz alarak derlenmiştir. Daha detaylı bilgi için bu siteleri ziyaret edebilirsiniz:

https://www.nspcc.org.uk/keeping-children-safe/online-safety/parental-controls/

https://www.who.int/publications/m/item/covid-19-parenting-keeping-children-safe-online

https://www.unicef.org/media/67396/file/COVID-19%20and%20Its%20Implications%20for%20Protecting%20Children%20Online.pdf

Kaynakça:

Children’s Commissioner. (2021). Parents Guide: Talking to your child about online sexual harassment.

Hornor, Gail. (2020). Child and Adolescent Pornography Exposure. Journal of Pediatric Health Care: Official Publication of National Association of Pediatric Nurse Associates & Practitioners. 34. 191-199.

Gassó, A. M., & Bruch-Granados, A. (2021). Psychological and Forensic Challenges Regarding Youth Consumption of Pornography: A Narrative Review. Adolescents, 1(2), 108–122. MDPI AG.

International Telecommunication Union. (2020). Guidelines for parents and educators on

Child Online Protection. ITU Publications.

Kar, S. K., Choudhury, A., & Singh, A. P. (2015). Understanding normal development of adolescent sexuality: A bumpy ride. Journal of human reproductive sciences, 8(2), 70–74.

Peter, J., & Valkenburg, P. M. (2016). Adolescents and Pornography: A Review of 20 Years of Research. The Journal of Sex Research, 53(4-5), 509–531.

UNICEF, UNESCO, WHO, UNODC, ITU, End Violence Against Children, & We Protect Global Alliance. (2020). COVID-19 and Its Implications for Protecting Children Online.

https://www.unicef.org/harmful-content-online#_ftnref2
https://www.nspcc.org.uk/keeping-children-safe/online-safety/parental-controls/
https://www.who.int/publications/m/item/covid-19-parenting-keeping-children-safe-online

Leave A Comment