Kodlama Bir Çılgınlık Mı Yoksa Gereklilik Mi?

YAZANE. Sina Silahtar Ezgi Gezer

Adını sıkça duymaya başladığımız kodlama eğitimleri, çocukların dijital platformlarda tüketici konumundan üretici konumuna geçmelerine olanak sağlıyor. Bilgisayara kodlarla komut vermek anlamına gelen kodlama dünyada olduğu kadar Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı.

Son zamanlarda hem yetişkinlerin hem de çocukların geleceği olarak görülen kodlamanın eğlenceli ve heyecan verici bir aktivite olmasının dışında gelecekteki meslekler için gerekli bir beceri olduğunu duyuyoruz.

Kodlama geleceğin insanları için olmazsa olmaz bir gereklilik mi, yoksa gelip geçici bir moda mı? Bu konuda farklı görüşler bulunuyor.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Medya Laboratuarından Mitch Resnick’e göre kodlama yalnızca bir teknik öğrenmek değil. Kişisel yaşamımızda duygularımızı ifade etmemizi ve yaratıcı düşünmemizi sağlayan bir beceri.

Akademisyen yazar, Prof. Dr. Selçuk Şirin de “Yetişin Çocuklar” adlı kitabında kodlama eğitimine yer veriyor. Şirin kitabında, “akıllı” her şeyin arkasındaki sistemin kodlamaya dayandığını söylüyor. Tüm dünyada kodlama için ciddi bir talep varken bizim Türkiye’de de çocuklara kodlama öğrenme fırsatının sunulması gerektiğini savunuyor. “İngiltere, 5 yaşındaki çocuklara kodlama algoritmasını yapboz ve mantık oyunlarıyla öğretiyor. Estonya ve Finlandiya gibi pek çok ülke kodlama dersini 1. Sınıftan itibaren başlatıyor. Bizim de bir an evvel bu adımı atmamız gerekiyor.” Selçuk Şirin kitabında aynı zamanda kodlamanın sadece okullarda öğretilen bir beceri olmak zorunda olmadığını, evde de kodlama öğrenilebileceğini, bu durumda ise dikkat edilmesi gereken noktaların neler olduğunu inceliyor. Şirin kodlamanın kıymetli bir beceri olduğunu ancak her çocuğun kodlama öğrenme gibi bir zorunluluğu olmadığını, ebeveynlerin sadece çocuklarına bu beceriyi öğrenmeleri için bir fırsat sunmaları gerektiğini açıklıyor.

Çocuklar İçin Kodlama kitabının yazarı Zafer Demirkol, çocukların 4 yaşından itibaren kod yazmaya başlayabileceklerini söylüyor. Demirkol, kodlamanın çocukların kararlarını daha iyi verebilmeleri ve ileride problem çözücü olabilmeleri açısından iyi bir pratik olduğunu savunuyor.

Öte yandan Eğitim Pedia’da yayınlanan makaleye göre, OECD’nin (Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü) eğitim direktörü Andreas Schleicher, çocuklara kod yazmayı öğretmenin bir zaman kaybı olduğunu, bu becerinin modasının yakın zamanda geçeceğini söylüyor. İngiltere’de müfredata dahi dahil edilen kodlama hakkında Schleicher, bunun sadece bir teknik olduğunu ve eğitime dahil edilmemesi gerektiğini savunuyor.

Bilgisayar bilimini ‘yeni bir beceri’ haline getirme hedefi; 1980’lerden itibaren birçok kodlama okulunu harekete geçirdi. Okullara bilgisayarları getirmek için yapılan ilk kurumsal girişimlerden biri Apple tarafından 1982 yılında “Kids Can’t Wait” adlı kampanyayla yapıldı. Mecliste yapılan görüşmelere göre, bazı eyaletlerde, bilgisayar bağışlayan şirketler, bu bağışların değerinin yüzde 25’i kadar vergi indiriminden yararlanacaklardı. Bazı eleştirmenler, kodlama baskısının amacının, piyasadaki programcıların sayısını arttırmak, ücretleri düşürmek ve teknoloji şirketlerinin kar marjlarını desteklemek olduğunu iddia ediyor.

Kodlama konusunda farklı fikirler olsa da çocukların kodlama öğrenmesi şimdilik bir zorunluluk değil, fakat onların eğitiminde azımsanamayacak faydalar sağladığı görülüyor.

Prof. Dr. Selçuk Şirin’in “Yetişkin Çocuklar” kitabında anlattığı, çocukların evde de kodlama öğrenebileceği kaynaklardan bazıları:

https://www.kodris.com/

https://code.org/

https://www.khanacademy.org/

http://appinventor.mit.edu/explore/

  • Tablet Uygulamaları: Scode, Kodable
  • Programlar: Alice, Scratch, Kodu

Kaynakça:

https://www.ted.com/talks/mitch_resnick_let_s_teach_kids_to_code/up-next?language=tr

https://www.egitimpedia.com/pisa-direktoru-cocuklara-kodlama-ogretmek-zaman-kaybi/ https://theconversation.com/taking-a-second-look-at-the-learn-to-code-craze-86597

https://www.youtube.com/watch?v=CPfUQMJUfP8

Leave A Comment